11. Hukuk Dairesi 2016/4033 E. , 2017/6756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/02/2011 gün ve 2010/20-2011/28 sayılı kararı onayan Daire’nin 02/12/2015 gün ve 2015/5567-2015/12876 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1980 yılından bu yana “...” markasını hazır giyim ve tekstil sektöründe tescilli olarak kullandığını ve markasının tanınmış marka olduğunu, 209819 no"lu “ ...” markasının 18, 24 ve 25, 98000009 no"lu “...” markasının 18, 24 ve 25, 97013323 no"lu “...” markasının 24 ve 25, 200113995 nolu “...” markasının 25 ve 26, 200001099 no"lu “...” markasının 35, 40, 42, 89/009030 no"lu “... ...” markasının 03, 09, 11, 18, 20, 21, 24, 25, 27, 28 ve 34. sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkiline ait “...” ibaresinin kullanımla ayırt edicilik kazandığını, markaların ilk olarak 1997 yılında tescil edildiğini, davalı ..."ın 08/05/2008 tarihinde 2008/31216 no"lu “...” ibareli marka başvurusuna, başvurunun müvekkili markası ile büyük benzerlik göstermesi nedeniyle itiraz edildiğini ancak, itirazın reddedildiğini oysa, markaların açıkça iltibasa yol açabilecek kadar benzer olduğunu, orta düzey tüketicilerin, ayrı iki işletme bilincinde olsalar dahi, finansal ya da ticari etkisi olduğu düşüncesine varabileceğinin açık olduğunu, “...” markası ile müvekkili markalarının aynı mal ve hizmetleri kapsadığını, “...” ibaresinin gizlenerek, aynı emtia dâhilinde fiili kullanımda öne çıkarılarak kullanılmasının fonetik benzerlik ve emtianın satışı itibariyle “...” isminden faydalanmayı esas alacağını, bu durumun hukuki güvenliği sarsıcı ve haksız rekabete mahal verecek uygulamaların önünü açacağını ileri sürerek, TPE YİDK kararının iptalini, marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava edilmiştir.
Davalı TPE vekili, YDİK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 4,60 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 30/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.