17. Hukuk Dairesi 2015/13978 E. , 2018/2713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkil şirket tarafından dava dışı ..."a ait olan ... Mah. ... sok. ... sitesi ... .../... adresindeki evi ev sigortası poliçe ile sigortalandığını, sigortalının üst komşusu olan davalının evindeki duşakabin borularının patlaması ile sigortalının banyosunun tavanı ile banyo dolaplarının hasarlandığını, sigortalının da bu hasarı müvekkil şirkete bildirdiğini, ekspertizden rapor alınmasından sonra hasarın giderilerek hasar bedeli olan 3.911,70 TL"nin 21/03/2013 tarihinde ödendiğini, davalıya karşı rücu talebinde bulunulduğunu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla 3.911,00 TL rücu tazminatı bedelinin 21/03/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; müvekkilinin olayda zarara yol açacak kusuru veya ihmalli bir davranışının olmadığını, hasarın apartmanın genel ve ortak tesisatından kaynaklı olup, bu tesisatın müvekkiline sirayet eden borularda patlama olduğunu, bu nedenle müvekkilinin bu olay itibariyle tazminden sorumlu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile, 3.911,00 TL"nin 21/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava konut sigorta poliçesi nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; hasar tarihinde davalının maliki olduğu konut ile davacının sigortalısının konutunun da bulunduğu anataşınmazın, 2009 yılından beri kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı konutun üst katında bulunan ve davalının maliki olduğu konut su tesisatından sigortalı yere su aktığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu açıktır.Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.