
Esas No: 2017/253
Karar No: 2017/5234
Karar Tarihi: 10.07.2017
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/253 Esas 2017/5234 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2010 tarih ve 2010/8237 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın, katılan ..." in bilgilerini içeren ancak kendi fotoğrafını taşıyan sahte kimlik belgesi ile ... ... Dörtyol Şubesinde hesap açtırdığı ve bu hesaba bağlı imza ve çek takip föyü düzenletip imzaladığının iddia ve kabul olunması karşısında, sanığın 16.06.2006 tarihinde, yine katılan ..."in bilgileri ve sanığın fotoğrafı olan sahte kimlik belgesi ile ... Kartal Şubesinden katılan adına kredi çektiği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2012 tarih ve 2012/317-420 esas ve karar sayılı hükmü ile her ne kadar suça konu belge asılları ele geçirilemediğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de, hükmün Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 20.12.2016 tarih ve 2014/10003-2016/9685 Esas ve Karar sayılı ilamı ile ""sanığın katılan ... adına kredi sözleşmesini imzalayıp kredi kullandığının sabit olması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 207 maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı"" gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, suç tarihleri gözetildiğinde, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu da gözetilerek sanığın katılan adına çeşitli bankalara başvurarak işlediği sahtecilik eylemlerinin bir bütün halinde tek bir zincirleme şekilde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilerek, mümkünse dava dosyalarının birleştirilmesi, aksi halde, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu kapsamda, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceği gözetilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.07.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.