11. Ceza Dairesi 2016/5887 E. , 2017/5233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan 09.02.2012 tarihinde kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Sanığın yokluğunda verilen 09/02/2012 tarihli hükmün 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edildiği ancak bu adresine daha önceden tebligat yapılmadığı anlaşılmakla yapılan tebligatın usulüne uygun olmaması nedeniyle temyizin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
213 sayılı Kanunun 139/2. maddesinde incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken geçerli olmayacağı cihetle, dosya arasında bulunan vergi suçu raporu ve ekindeki belgelerden defter ve belge istenmesine ilişkin yazının tebliğ edildiği tarihte sanığın işyerinin faal olup olmadığı belirlenerek, sonuca göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan 25.06.2013 tarihinde kurulan mahkumiyet hükmüne karşı sanığın ve vekalet ücreti yönünden katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Sanığın, asıl şirket sahiplerinin .... .... ve arkadaşları olduğunu, kendilerinin bu olayda maşa olarak kullanıldığını, sahte faturalarla ilgisinin olmadığını, o faturalarda imzasının olmadığını, ... ... ve ..."un kendisini sarhoş edip kandırarak noterden vekalet aldıklarını, kendisi cezaevine girdikten sonra da bu vekalet ile bir sürü şirketin hisselerini kendisine devrettiklerini ve sahte fatura suçunu işlediklerini beyan eden savunması karşısında gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; 2008 takvim yılına ilişkin fatura asıllarının dosya içerisinde bulunup 2009 yılının fatura asılları ya da onaylı suretleri dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; 2009 yılı her takvim yılına ait suça konu fatura asılları ya da onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, suça konu 2008 ve 2009 yıllarına ait faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak yapılmış olması halinde haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve gerekli görülmesi halinde fatura ile belgeler üzerindeki imza ve yazıların da sanığa, ... ve ......"ye ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ile... ..."un ifadesine başvurulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Kabule göre de; sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek ve sahte fatura düzenlemek suçlarından aynı iddianame ile kamu davası açıldığı, 09.02.2012 tarihinde defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan mahkumiyet hükmü kurularak katılan vekili lehine vekalet ücreti taktir edildiği ancak sahte fatura düzenlemek suçundan hüküm verilmesinin unutulduğu, daha sonra 25.06.2013 tarihinde duruşma açılarak sahte fatura düzenlemek suçundan da mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık ücret tarifesine göre belirlenen ücretten, önceki hükümde tayin olunan miktar mahsup edilerek, kalan miktar kadar katılan lehine avukatlık ücreti verilmesi gerektiği gözetilmeden, avukatlık ücretine karar verilmemesi;
Yasaya aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.