Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3064
Karar No: 2015/4804
Karar Tarihi: 10.03.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/3064 Esas 2015/4804 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/3064 E.  ,  2015/4804 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... Vek.Av.... ile davalılar 1- ... Vek.Av...., 2- .... Vek.Av.... aralarındaki tazminat davası hakkında ... 1. İş Mahkemesince verilen 21/03/2013 gün ve 639-91 Sayılı kararın Bozulmasına ilişkin Dairemizin 26/11/2013 gün ve 11621-21874 Sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili 20.08.2014 ve 16.02.2015 tarihli dilekçeleri ile Dairemizin 26.11.2013 gün ve 2013/11621Esas, 2013/21874Karar sayılı kararında, davacı ile davalılardan .... …….. San. Tic. Ltd. Şti’nin tüm davalı ... Gn. Müd.’nün sair temyiz itirazlarının reddolunarak, davalı ... Gn Müd.’nün doğrudan ya da maden kanundan doğan yükümlülüklerinin yerine getirilmemesinden kaynaklanan kusurunun bulunması durumunda tazminattan sorumlu olacağının kabulü gerekirken davalılar arasındaki hukuki ilişkinin hatalı değerlendirilerek kusuru bulunmasa bile tazminattan sorumlu olduğunun kabul edilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle bozulmasına karar verildiğini, her ne kadar iş kazası ek 7. Maddenin yürürlük tarihinden sonra meydana gelmiş bulunsa da hizmet akdinin ve rodövans sözleşmesinin imzalandığı tarihlerin anılan yasal düzenlemeden önce bulunması nedeniyle ...’nün asıl işveren olarak kabulü ile kusuru bulunmasa bile tazminattan sorumlu kabul edilmesi gerektiği ve geçici iş göremezlik dönemindeki zararın belirlenmesi sırasında, anılan dönemde sigortalının tam iş göremez gibi kabul edilerek tazminatının hesabı gerekirken, geçici iş göremezlik döneminde de sürekli iş göremezlik oranı ile orantılı biçimde zararının oluşacağına ilişkin hesap raporunun hükme esas alınmasının isabetsiz olduğundan bahisle davacının tüm temyiz itirazlarının reddinin ve bozma nedeninin maddi hataya dayalı olduğunu, maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
    İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
    Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.

    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
    Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Somut olayda, hizmet akdinin maden kanunun ek 7. Maddesinin yürürlüğünden önce imzalandığı gibi taraflar arasındaki sözleşmenin tetkikinden davalılar ... ile .... …….. San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Yasa’nın 2. maddesi gereğince alt işveren-üst işveren ilişkisi olarak değerlendirilmek gerektiği anlaşılmaktadır. Öte yandan gibi maddi tazminatın belirlenmesi sırasında hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, davacının geçici iş göremezlik dönem zararı hesaplanırken kusurun yanı sıra sürekli iş göremezlik oranının da dikkate alındığı görülmektedir. Oysa sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabul edilerek bilirkişi aracılığıyla maddi zarar tespit edilip kazalının kusuru oranında indirim yapılmak suretiyle geçici iş göremezlik dönem zararı belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşmiş uygulamaları bu doğrultudadır. Hal böyle olunca da geçici iş göremezlik devresinde davacının sürekli iş göremezlik oranı kadar zarar gördüğünü kabulle tazminatın hesaplandığı hesap raporuna yönelik davacı temyiz itirazlarının reddedildiği ve davalılar arasındaki ilişkinin maden kanunun ek 7. Maddesi kapsamında değerlendirildiği Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 26.11.2013 gün ve 2013/11621 Esas, 2013/21874 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalılar .... …….. San. Tic. Ltd. Şti ile ... Gn. Müdürlüğü vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava nitelikçe, işletme hakkı davalı ... Gn. Müd.’ne ait olup rödövans sözleşmesi ile davalı ... Mad. …….. San. Tic. Ltd. Şti.’ne bırakılan sahada davalı ...….Ltd Şti işçisi olarak çalışırken 11.07.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 26,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacı ... davalı taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Mahkemenin manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak maddi tazminatın belirlenmesinde hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik dönem zarar hesabının hatalı olmuştur.
    Gerçekten; Mahkemece hükmüne esas alınan 11.02.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik devre zararının hesaplanması sırasında, bu döneme ilişkin zararın sürekli iş göremezlik içinde değerlendirilerek davacıdaki sürekli iş göremezlik oranı olan % 26,00’nun alındığı görülmektedir.
    5510 sayılı Yasa"nın 16. maddesinde iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 18. maddesinde ise yatarak tedavi halinde günlük kazancın yarısı, ayakta tedavi ettirildiğinde ise günlük kazancın 2/3 oranında ödenek ödeneceği bildirilmiştir. Geçici iş göremezlik devresi olarak nitelendirilen sigortalının Kurumca sürekli iş gücü kayıp oranı tespit olununcaya kadar geçen, çalışılamayan, istirahatli olunan dönemde, sigortalının yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamında olmakla; raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararın oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararı bu dönemde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılmalı ve varsa sigortalının kusuru kadar indirime gidilmelidir. Bu duruma göre de geçici iş göremezlik devresinde davacının sürekli iş göremezlik oranı kadar zarar gördüğünü kabulle tazminatın hesaplandığı hesap raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ortadadır.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi