14. Hukuk Dairesi 2017/2815 E. , 2017/8684 K.
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.11.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.03.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 21.10.2003 tarihinde vefat eden muris ...’nin terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
Mahkemece ilk olarak, TMK"nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Dairemizin 07.09.2015 tarih, 2015/2322-7879 E. K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması zorunludur. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece bozmaya uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiştir. Murisin ölüm tarihi itibariyle bankalarda mevduat hesabının bulunup bulunmadığı, ölüm tarihi itibariyle muris adına araç kaydı olup olmadığı trafik tescil müdürlüğüne sorulmamış, mirasçının mirası kabul anlamına gelebilecek davranışları hakkında araştırma yapılmamıştır. Ayrıca, davacının verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda, murise ait mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini, davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilip özel yetki içeren vekaletname ibraz ettiğinde yargılamaya devam olunarak yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılması, terekenin borca batık olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.