Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3323
Karar No: 2017/8311
Karar Tarihi: 24.10.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3323 Esas 2017/8311 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı adına kayıtlı olan taşınmazın orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddia edilerek, tapusunun iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istendi. Mahkeme, krokide (A) harfi ile gösterilen 603 m² \"lik alanın tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verdi. Ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozma kararı verildi. Bozma kararında, yapılan keşif ve araştırmaların raporunun denetime uygun olmadığı belirtildi. Bu nedenle, öncelikle orjinal arazi kadastro paftası, orman kadastrosu işlemlerine ilişkin tüm tutanaklar ve haritalar getirtilip, uzman serbest orman mühendisleri tarafından yeniden yapılan inceleme ve keşifte yerinde bulunmayan orman sınır noktalarının bulunması ve orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise ş
20. Hukuk Dairesi         2016/3323 E.  ,  2017/8311 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava konusu ... ilçesi, ... köyü ... ada ... sayılı 12.619,00 m² yüzölçümlü taşınmaz davalı adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacı Orman Yönetimi, dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını iddia ederek, orman kadastro sınırları içerisinde kalan alanın tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline ve davalının müdahalesinin men"ine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile krokide (A) harfi ile gösterilen 603 m² "lik alanın tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.10.2013 tarih ve 2013/7222 E. - 8756 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında: ""...Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro haritası ve tapulama paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu orman bilirkişisi ... tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli 61 ada 6 sayılı parselin (A) bölümünün 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı, (B) bölümünün ise 1975 yılında yapılan aplikasyon sırasında 2. madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmişse de, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro çalışma tutanaklarının ve haritasının incelenmesinde; 3115 ve 3116 nolu orman sınır noktalarını birleştiren hat ile orman bilirkişi tarafından düzenlenen krokide gösterilen hat benzerlik göstermemektedir, bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    O halde; öncelikle, çekişmeli taşınmazın yer aldığı orjinal arazi kadastro paftası, 1947 yılında ve 1987 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro işlemlerine ilişkin tüm tutanaklar ve haritalar (1980 yılında yapılan orman kadastro çalışmasına harita düzenlenmemiştir) getirtilip, önceki bilirkişiler dışında; bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir fen elemanı marfetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 15-20 adet orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın ayrı ayrı tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; aplikasyon veya yeni bir orman sınırlamasıyla önceki orman sınırlarının daraltılamayacağı gözönünde bulundurulmalı, ilk orman kadastrosundaki ölçü teknikleri ile ve eski tarihli memleket haritasında bulunan sabit noktaların bulundukları yerler zeminde tesbit edilip, orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunmaması halinde ise, nedeni üzerinde durularak yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, zeminde halen var olan ve en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman kadastro tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek birer birer arazide
    bulunup röperlenmeli, memleket haritası örneği üzerinde gösterilmelidir. 1947 yılı orman kadastro tutanak ve haritası zemine uygulandıktan sonra aynı yöntemle 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulamasına ilişkin çalışma tutanak ve haritası uygulanmalı, memleket haritası üzerinde gösterilmeli, çelişki varsa nedenleri açıklattırılmalı, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, anlatılan yöntemle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır"" denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın bilirkişi kurulu tarafından sunulan 08/04/2015 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen yeşil renkle taralı 606,62 m²"lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile söz konusu kısma ayrı bir parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen 606,62 m²"lik kısma davalıların müdahalesinin men"ine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu, 1980 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1987 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Arazi kadastrosu 1963 yılında yapılıp kesinleşmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene iadesine 24/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi