Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/1-82
Karar No: 2009/161
Karar Tarihi: 06.05.2009

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/1-82 Esas 2009/161 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2009/1-82 E.  ,  2009/161 K.

    "İçtihat Metni"

    ESAS NO : 2009/1-82
    KARAR NO : 2009/161 

    MAHKEMESİ : Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18.03.2008
    NUMARASI : 2008/22 E-2008/98 K.

    Taraflar arasındaki “Tapu İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.02.2006 gün ve 2005/374- 2006/59 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.12.2006 gün ve 2006/10631-12459 sayılı ilamı ile; (...Dava, tapu iptali isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazdaki 19 nolu  bağımsız bölümün 775 Sayılı Yasanın  25. maddesi hükmü gereğince davalı adına tahsisen tescil edildiği görülmektedir.
    Davacı idare, davalının tahsis sebebinin dayanağını oluşturan yasada öngörülen koşulların davalı yararına oluşmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Gerçekten de, genelde 775 sayılı Yasa, özelde aynı yasanın 25. maddesi hükümleri gereğince tahsisen hak sahibi olunabilmesi anılan yasa hükümlerindeki koşulların oluşmasına bağlıdır. Söz konusu yasal düzenlemeler kentlerdeki gecekondulaşmayı önlemek ve bu suretle oluşan sağlıksız şehirleşme ve yapılaşmayı ıslah etmek amacına yöneliktir. Ancak, bu nitelikteki bir yerde gecekondu sahipleri yada o çerçeve içerisinde yaşamını sürdürenler yönünden yasanın uygulama yeri bulacağı kuşkusuzdur. Diğer taraftan yine anılan yasa hükümleri gereğince hak sahibi olmanın bir diğer şartı da yoksul ve dar gelirli olmaktır. Tahsis tarihi olan 5.6.1997 tarihi itibariyle hakim olan davalının yoksul ve dar gelirli bir kişi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Ayrıca dosyada bulunan 31.3.2004 tarihli müfettiş raporunda ifade edildiği üzere, davalı 775 Sayılı Yasanın 25. maddesinde de öngörülen koşullara da sahip değildir.
    Sözü edilen istekle açılan davada tescil talebi yoktur. İptal isteği tek başına tescili de kapsamaz. Bu husustaki eksikliğin davacı idareye ayrıca tescil davası açtırılması suretiyle giderilmesi olanaklıdır.
    Hal böyle olunca, öncelikle davacı idareye iptali istenen yerle ilgili tescil davası açması için önel verilmesi, açtığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
     
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, tapu iptali istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; davalının, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümleri uyarınca arsa tahsisi yapılan Kooperatife, anılan Kanunun 25. maddesinde yer alan koşulları taşıdığını beyan etmesi üzerine üye yapıldığını, ferdileştirme sonucu 4189 ada 1 parsel sayılı ana taşınmazda dava konusu 19 numaralı meskenin davalı adına tapuya tescil edildiğini, ancak sonradan yapılan şikayet nedeniyle düzenlenen müfettiş raporunda, davalının sözü edilen 25. madde de öngörülen koşulları taşımadığının belirlendiğini ileri sürerek, 4189 ada 1 parsel sayılı ana taşınmazda davalı adına kayıtlı 19 numaralı meskenin tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin mesleği ve geliri konusunda gerçeğe uygun beyanda bulunduğunu ve Kanunda öngörülen koşulların oluştuğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
    Mahkemenin, “davalının, Gecekondu Kanunu’nun 25. maddesinde aranan şartları taşıdığı ve Kooperatife üye kaydı ile konut tahsisinde bir usulsüzlük bulunmadığının anlaşıldığı” gerekçesiyle, esasa ilişkin olarak “davanın reddine” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı nedenle bozulmuş; Yerel Mahkemece direnme kararı verilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nda, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, salt tapu iptali istemiyle açılan eldeki davada, tescil talebinde bulunulmamış olması karşısında, öncelikle bu eksikliğin giderilmesinin gerekip gerekmediği, bir usulü ön sorun olarak incelenip değerlendirilmiştir.
    İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği itibariyle yanlar arasındaki uyuşmazlığın, tahsis ve dolayısıyla da tescil sebebinin dayanağını oluşturan koşulların davalı yararına oluşup oluşmadığından kaynaklandığı, eş söyleyişle yolsuz tescil nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesi uyarınca tapu sicilinin düzeltilmesinin amaçlandığı açıktır.
    Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesine göre, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.
    Öteden beri öğreti ve uygulamada bu dava yönünden, “kaydın tashihi”, “tapu iptal ve tescil”, “terkini kayıt” terimlerinin kullanılageldiği saptanmıştır.
    Medeni Kanunun 1025. maddesinde “tescil” den söz edildiği için, önce tescil ve bu suretle oluşan kaydın düzeltilmesi; bir başka ifadeyle, “tapu kaydının iptali ve tescil”, anılan davanın konusunu oluşturur.
    Mahkemenin; Türk Medeni Kanununun 1025. maddesine göre tapu iptal ve tescil istemiyle açılan bir davada, anılan madde uyarınca tapu kütüğünün düzeltilmesine ilişkin vereceği karar, tescilin, terkinin ya da değiştirimin yolsuz olduğunun tespitini kapsar. Böylece, maddi hukuk, gerçek hak ile tapu kütüğü arasındaki uyuşmazlık, bağdaşmazlık giderilmiş olur. Karar kesinleştiğinde, düzeltme yapılması için, tapu kütüğü memurluğuna verilir; kütükte yolsuz olarak tescil edilenin, bir istemi, onamı ya da bildirimi gerekmez.
    Hemen ifade edilmelidir ki; somut olayda olduğu gibi, ayni bir dava niteliğinde bulunan ve tapu kütüğünün gerçek hakkı yansıtmadığı ileri sürülen düzeltim davasında, taşınmaz mülkiyetinin geçirilmesi niteliğindeki tescil talebinde bulunulmaksızın, salt yolsuz tescilin iptali isteminde bulunulması durumunda mahkemece varılması gerekli olan sonuç, farklı olacaktır.
    Bu cümleden olarak, çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince, tapuda tescil talebi, tapu iptali talebini de içermekle birlikte; salt iptal istemi tescil talebini kapsamadığından, tescil isteminin bulunmadığı böyle bir durumda, mahkemece tescile karar verilmesi ya da esasa ilişkin nedenlerle davanın reddedilmesi olanaklı değildir.
    Bundan önce, davanın dinlenebilmesi ve esastan karara bağlanabilmesi için; davanın daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanması amacına yönelik olarak kabul edilen dava şartlarının re’sen gözetilmesi ve bu bağlamda, mahkemeye yapılan her talep için dava şartlarından olan hukuki yararın varlığının belirlenmesi gerekir.
    Gerçekten, davacının Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesine dayanarak açmış olduğu bu davada, davacının hukuki yararı salt tapu kaydının iptal edilmesinde değil, aynı zamanda taşınmazın tapuda adına tescil edilmesindedir.
    Burada önemle vurgulanmalıdır ki, salt tapunun iptalinin talep edildiği davada, bu husustaki eksikliğin, usule ait bir yanlışlığın veya bir noksanın düzeltilmesi mahiyetindeki ıslah yoluyla ya da davacı idareye ayrıca tescil davası açtırılması suretiyle giderilmesi olanaklıdır.
    Öyleyse, davanın yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesi usule ait işlemlerden olup; ıslah ya da ek dava ile iptal yanında tescil talebinde bulunulması durumunda mahkemece esasa dair yapılacak inceleme sonucu davanın reddi ya da kabulü yönünde hüküm kurulması; aksi takdirde salt iptal talebinde bulunulmuş olması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiği; bu itibarla sonuçlarının farklı olduğu, her türlü duraksamadan uzaktır.
    O halde Mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesinde salt tapunun iptali talebinde bulunulduğu göz önünde tutularak, davacıya dava konusu taşınmazla ilgili ayrı bir tescil davası açması ya da tapunun iptaliyle beraber adına tescili yönünde davanın ıslah yoluyla düzeltilmesi için önel verilmesi, ıslah ya da ek dava yoluyla tescil talebinde bulunulması durumunda davanın esastan karara bağlanması; aksi takdirde iptal yanında tescil isteminde bulunulmadığından, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinden ibarettir.
    Hal böyle olunca, direnme kararı bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle H.U.M.K nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 06.05.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi