23. Hukuk Dairesi 2015/757 E. , 2015/7725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında güvenlik hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının 5510 sayılı yasanın 81/ı maddesine aykırı olarak müvekkillerinin hak edişlerinden kesinti yaptığını ileri sürerek 25.068,84 TL"nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 12.11.2008 tarihinde hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin ifası sırasında davalı tarafından davacının hak edişlerinden 5510 sayılı yasanın 81/1-ı bendine aykırı olarak kesinti yapıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 25.068,84 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesinde, mülga 6762 sayılı TTK"da olduğu gibi her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlenmiştir. Davalı kurum, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip kamu iktisadi kuruluşudur. Taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesi, her iki tarafın ticari işletmesini de ilgilendirmektedir. Bu bilgiler ışığında, tarafların tacir olduğu sabittir. Buna göre dava, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca nispi ticari dava niteliğinde olup, TTK"nın 5/3. ve geçici 9. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu gözetilerek; mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.