Esas No: 2022/1147
Karar No: 2022/1835
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/1147 Esas 2022/1835 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve hakaret suçlarından mahkum edilmiş ve bölge adliye mahkemesine temyize başvurmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddedilen sanığın temyiz istemi rededilmiştir. Yağma suçunun nitelikli hali nedeniyle yapılan temyiz başvurusunda, TCK'nın 148. maddesi gereği yağma suçunun tamamlanabilmesi için ilk olarak mağdurun elinde veya zilyetliğinde bulunan bir mal olması ve sonrasında fail tarafından bu malın cebir veya tehdit yoluyla alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple, sanık hakkında TCK'nın 149/1-a-h hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş ve bu durum bozmayı gerektirmiştir.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin temyizinin sadece yağma suçundan kurulan hükme; sanığın temyizinin ise kararın bütününe ilişkin olduğu kabul edilmiştir.
I- Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve hakaret suçlarından kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmolunan cezaların miktarları ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları ile aynı Kanunun 286/2-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını arttırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizleri mümkün olmadığından, sanığın temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık ve müdafiinin "eksik soruşturmaya, suçun unsurlarının oluşmadığına, suçun vasfının yanlış tayin edildiğine, kanıtların değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğüne, suç kastı bulunmadığına, cezanın ağır sonuçlarının olduğuna" yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Yağma suçunun temel şeklini düzenleyen TCK'nın 148. maddesi gerekçesinde; "... Hırsızlık suçunda olduğu gibi, yağma suçundan da, taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak, hırsızlık suçundan farklı olarak, bu suçun oluşabilmesi için, mağdurun rızasının, cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir... Yağma suçunun tamamlanabilmesi için, kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmeli veya malın alınmasına karşı koymamalıdır..." şeklinde açıklama yapmaktadır. Bu açıklamalardan da açıkça anlaşılacağı üzere yağma suçunun tipiklik unsurunun oluşabilmesi için öncelikle mağdurun elinde veya zilyetliğinde bulunan bir mal olması sonrada fail tarafından bu malı teslime veya geri almamaya yönelik cebir veya tehdit uygulanması gerekir. Söz konusu olayda ise, alınması gerektiği iddia edilen mal, mağdurun mülkiyetinde veya zilyetliğinde bulunmamaktadır. Fail tarafından bir malın teslimi değil ailesinden yardım istemeye yönelik silahla tehdit eylemi gerçekleştirdiği, söz konusu eylemin yağma suçunun aradığı tipikliğe uygun cebir veya tehdit olmayıp TCK'nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunun tipikliğine uyduğu gözetilmeden sanık hakkında TCK'nın 149/1-a-h hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 17.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.