10. Hukuk Dairesi 2019/437 E. , 2019/10369 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Alman rant sigortasına giriş tarihinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti, ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili ve aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “Kurum"un davacıya yaşlılık aylığı bağladığı ve aylık bağlarken 1.6.1979 tarihinin sigorta başlangıcı olarak esas aldığı gözetilerek, sigorta başlangıcı yönünden talebin konusuz kalıp kalmadığı irdelenmeli... aylık bağlanabilmesi için anılan 6’ıncı maddenin aradığı kesin dönüş koşulunun yeniden ve usulünce (bu anlamda özellikle gerekirse son tarihli tercümeli TR 4 denilen Alman sigorta kurumuna ait hizmet cetveli yeniden celbedilmeli v.s) araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi ...süresinde ödenmeyen yaşlılık aylıkları nedeniyle, davalı Kurum"un faiz alacağı ile sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yok ise de, faizin başlangıç tarihi belirlenmesinde, Kurum"a tanınan 5510 sayılı Yasanın 42. maddesinde yazılı üç aylık işlem süresinin varlığı karşısında; Kurum"un, yaşlılık aylığı tahsis tarihini takip eden 3 aylık sürenin sonundan itibaren faiz alacağı ile sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde, yasal faize hükmolunması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni” olduğu belirtilmiştir.
Dosya içeriğinden, 4.12.2013-20.12.2013 tarihleri arasında yurt içinde 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı bulunan, Alman rant sigortasına tabi yurtdışı hizmetlerini 3201 sayılı Kanun kapsamında 27.12.2013 tarihinde borçlanma istemine istinaden 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında 3600 gün karşılığı tahakkuk ettirilen borçlanma bedelinin tamamını ödeyen, 17.3.1961 doğumlu davacının, 29.5.2014 tarihli tahsis talebinin Kurumca cevap verilmemesi üzerine, davacının, Alman rant sigortasına giriş tarihi olan 1.4.1981 tarihinin, Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini ile tahsis talep tarihini takip eden 01.06.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile tahsilini ve aksine Kurum işleminin iptalini istediği; Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının sigortalılık başlangıcı yönünden konusuz kaldığına diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, faiz ve sigorta başlangıcı yönünden verilen karar isabetli ise de bozma gereği yeni tarihli TR-4 (Alman sigorta merciine ait hizmet belgesi) celp edilmeksizin karar verilmesi hatalıdır.
Dava devam ederken Kurumca 11.9.2014 tarihi tahsis talebi kabul edilerek, 1.6.1979 tarihi sigorta başlangıcı kabul edilerek 1.10.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6’ıncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi de, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
Çünkü, bilindiği üzere 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesinde yer alan, borçlanma isteminde bulunabilmek için yurda kesin dönüş yapılması gereğini öngören düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2002 günlü, 2000/36 E. 2002/198 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş, 29.07.2003 tarihli 4958 sayılı Yasanın 56’ıncı maddesiyle de, 3201 sayılı Yasanın 3’üncü maddesinde bu yönde gerekli düzenleme yapılmıştır. Sıralanan hukuksal çerçeve karşısında, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının borçlanabilmeleri için yurda kesin dönüş yapma koşulu ortadan kalkmış olmakla birlikte, 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanan Türk vatandaşlarına yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için,
a) Yurda kesin dönülmüş olması,
b) Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması,
c)Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması koşullarının hepsinin birlikte gerçekleşmesi gerektiğine ilişkin aynı Kanunun 6’ıncı maddesi hükümleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmemiş olup ayaktadır. Anılan düzenleme, aylık bağlanması için “kesin dönüş” şartını aramakla birlikte, “kesin dönüş” konusunda açıklayıcı bir bilgi içermez.
Hukuk Genel Kurulu’nun 1997/10-588-857, 1998/10-645 1999-237 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini, gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini de burada sağlamak üzere anavatana dönüş yapmaları gerekir. Başka bir anlatımla, yurt dışındaki işçi sıfatıyla, çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkilerini bitirmeden ilgili ülkenin sosyal güvenlik kuruluşundan işsizlik, hastalık gibi yardım alarak geçici sürelerle yurda giriş yapmak “kesin dönüş” yapıldığı anlamını taşımaz. Yine yurt dışındaki işini kaybetmek de her zaman kesin dönüşe delalet etmez. Giderek kişi işsiz kalabilir ama işsizlik sigortasından yardım almayı yeterli görerek yurda kesin dönüş yapmayabilir.
Bu konuda çıkarılan, 06.11.2008 tarih 27046 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde de “Kesin dönüş; Aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu” ifade edeceği öngörülmüştür. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında; işsizlik sigortasından yardım almak kişinin yurt dışında oturduğuna ve yurda kesin dönüş yapmadığına kuvvetli bir delil ve karine oluşturur. Ancak bu karinenin aksi, somut olayın özellikleri içinde belirlenecek aynı güçteki delillerle de ispat olunabilir.
Mahkemece yapılacak iş; aylık bağlanabilmesi için anılan 6’ıncı maddenin aradığı kesin dönüş koşulunun yeniden ve usulünce (bu anlamda özellikle gerekirse son tarihli tercümeli TR 4 denilen Alman sigorta kurumuna ait hizmet cetveli yeniden celbedilmeli v.s) araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.