MAHKEMESİ : Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2008
NUMARASI : 2008/137-2008/222
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.03.2007 gün ve 2005/190 E.- 2007/65 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.12.2007 gün ve 2007/18009 E.-18590 K. sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline ait 3 nolu parselin bitişiğinde yeri bulunan davalının, müvekkilinin taşınmazını da otopark olarak kullandığını beyanla 2004 yılının Mayıs ayından, 09.05.2005 takip tarihine kadar tahakkuk eden 9.220.000.000 TL ecrimisilin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının arsasının çevrili olmadığını, üçüncü kişileri uyaracak tabela, levha gibi bir önlem bulunmadığını, müvekkilinin lokantasına gelen bazı müşterilerin davacı taşınmazına park ettiklerini ancak müvekkilinin yönlendirmesi ve işgali bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tesbit sırasında zincirli düzenek kurularak "..."in Yeri Otoparkı" yazılı iki levhanın bulunduğu anlaşılmış ise de, tesbit raporunun tek başına davayı kanıtlamayacağı, tesbit öncesinde ve sonrasında işgalin varlığının kanıtlanmadığı gerekçe gösterilerek davanın, tesbit gününe karşılık gelen 10 YTL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisil kötü niyetli şagilin ödemekle sorumlu bulunduğu tazminattır. 24.07.2006 tarihli keşifte dinlenen davalı tanıkları dahi davalının 2-3 yıl önce (2004 yılının başlangıcında) dava konusu taşınmazı temizletip mıcır döktürdüğünü belirtmişlerdir. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde, müvekkilinin kendisine ait taşınmazda "S.."in Yeri" isimli lokanta işlettiğini, arabasıyla gelen müşterilerin lokantanın karşısında kalan dava konusu yeri park etmek amacıyla kullandıklarını, müvekkilinin herhangi bir yönlendirmesi olmadığını beyan etmiştir. Davacı tarafından yaptırılan tespit ile, dava konusu 3 nolu parselin üzerinin mıcır ile kaplandığı, "S.."in Yeri Otoparkı" yazılı iki adet tabela bulunduğu ve girişinde de zincir ile açılıp kapanan düzenek kurulduğu belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; tespit sırasında ve öncesinde davalının dava konusu yeri hakimiyet alanına aldığı, müşterilerine otopark olarak sunduğu anlaşılmakla, işgalinin sabit olmasına göre, davacının talebi doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak istenen dönemler olan 2004 yılının Mayıs ayından, takip tarihi 09.05.2005"e kadar hesaplatılacak ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı ve hayatın olağan akışına aykırı gerekçelerle davanın bir günlük işgal yönünden kısmen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, 17.08.2004 tarihinde yapılan tespit sonucu ibraz edilen bilirkişi raporunda ve davalı vekilinin davaya cevap ve takibe itiraz dilekçeleri ile 24.07.2006 tarihli keşifte dinlenen davalı tanık beyanlarında; davalının 2-3 yıl önce (2004 yılının başlangıcında) 4 milyar lira harcayarak, dava konusu taşınmazı temizletip zemine mıcır döktürdüğünü, taşınmazın önünde "S.."in Yeri Otoparkı" yazılı iki adet tabela ve girişinde zincir ile açılıp kapanan düzenek kurulu bulunduğunu ve lokantaya gelen müşterilerin araçlarını park etmek amacıyla dava konusu yeri kullandıklarını belirtmiş olmaları karşısında; tespit sırasında ve öncesinde davalının dava konusu yeri hakimiyet alanına aldığı ve Medeni Kanunun 683. maddesinden doğan davacının mülkiyet hakkının kullanılmasına engel olduğunun anlaşılmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 29.04.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.