16. Hukuk Dairesi 2016/8311 E. , 2017/2646 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Güncelleme çalışmaları sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 1198, 1881, 1882, 1883, 1944, 1945, 1946, 1947, 1948, 1951, 1952, 1953, 1954 ve 1955 parsel sayılı taşınmazlar, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın .../B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1198, 1882, 1945, 1948 ve 1952 sayılı taşınmazların ...’ın, 1883, 1946, 1953 ve 1954 sayılı taşınmazların ...’ın, 1881, 1944, 1947, 1951 ve 1955 parsel sayılı taşınmazların ise ...’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ... ve ..., taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında 6292 sayılı Yasa"ya istinaden satış yoluyla 1198, 1882, 1945, 1948 ve 1952 sayılı taşınmazlar davalı ... adına, 1944 ve 1955 sayılı taşınmazlar ise davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece, taraf teşkilinin sağlanması gereğine değinilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 1881, 1883, 1946, 1947, 1951, 1953 ve 1954 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine .../32’şer pay ile zilyet oldukları şerhinin yazılmasına, çekişmeli 1198, 1882, 1944, 1945, 1948, 1952 ve 1955 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili ile davalılar ..., .... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazların müşterek muris ... ...’tan intikal ettiği ve terekesinin taksim edilmediği kabul edilmek suretiyle, 6292 sayılı Yasa uyarıca satışı yapılan taşınmazlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Davacılar, çekişmeli taşınmazların kök murisi ... ...’tan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekesinin taksim edilmediğini ileri sürmüş; davalılar ise dava konusu taşınmazların kök muristen intikal etmediğini üçüncü kişilerden satın alma yoluyla edindiklerini ve kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu savunmuşlardır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ....’den gelip gelmediği, taşınmazlar muris ...’e ait ise mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki, mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, davacı tanıkları keşif mahallinde dinlenmemiş, mahalli bilirkişi beyanlarına başvurulmamıştır. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların davalılar tarafından üçüncü kişilerden mi satın alındığı yoksa kök muris ...’den mi intikal ettiği, ...’den intikal etmiş ise terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadığı, paylaşımda her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, paylaşımdan sonra taşınmazları kimin kullandığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, taksime dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmelidir. Çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği sonucuna varıldığı takdirde, 6292 sayılı Yasa uyarınca dava tarihinden sonraki bir tarihte satılarak davalılar adına tescil edilen taşınmazlar yönünden davaya zilyetliğin tespiti davası olarak devam edilmeli, satışa konu olmayan taşınmazlar yönünden ise şerh davası olarak dava görülmeli, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara ve davalılara iadesine,
....04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.