21. Hukuk Dairesi 2014/26953 E. , 2015/4773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kurum işleminin iptaliyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının 01.05.2009 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekilince; ıslah dilekçesi sunularak, davacının 1479 sayılı Yasa"nın geçici 10. maddesinden yararlanacağının anlaşılması nedeniyle davayı 48 yaşını dolduracağı 13.12.2009 tarihini izleyen aybaşı olan 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti şeklinde ıslah ettikleri bildirilmiştir.
Mahkemece; davacının 01.05.2009 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine dair verilen karar, Dairemizin 29.04.2013 Tarih ve 2013/1010 E, 2013/8232 K sayılı kararı ile; davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, davalı Kurum"dan davacının ödemiş olduğu primlerin ne kadar prim ödeme gün sayısına denk geldiği sorularak, davacının 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 10. maddesi kapsamında tam veya kısmi aylık koşullarını, tahsis talep tarihinde prim borcu bulunup bulunmadığını ödenen primlerin yaşlılık aylığı için yeterli asgari süreyi karşılayıp karşılamadığını tespit ederek ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulduğu, bozma kararına uyan mahkemece, alınan bilirkişi raporu gereğince bu kez davacının 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 13.12.1961 doğumlu davacının 09.04.2009 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davacının 02.01.1984 – 31.12.1986 tarihleri arasında vergi kaydı, 15.04.1983 – 08.05.1992 tarihleri arasında da ... Ticaret Borsası"nda kaydı bulunduğu, davacının ilk prim ödemesinin 26.07.1985 tarihinde yapıldığı, bu tarihten
-20.06.1995 tarihine kadar düzenli prim ödemesi bulunduğu, sonraki ödemenin 05.09.2001 tarihinde yapıldığı, bu tarihten 24.03.2004 tarihine kadar da düzenli prim ödemesi olduğu, davacının davalı Kurum tarafından; 02.01.1984 – 08.05.1992 tarihleri arasında 8 yıl, 4 ay, 6 gün ve 29.03.2009 – 07.04.2009 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabul edildiği, ayrıca davacının prim ödemeleri dikkate alınarak, davalı Kurum tarafından 01.06.1992 – 31.12.1992, 01.02.1993 – 30.09.1993, 01.11.1993 – 31.01.1994, 01.07.1994 – 30.11.1994, 01.02.1995 – 31.03.1995, 01.06.1995 – 31.08.1995, 01.09.2001 – 30.09.2008 tarihleri arasında aynı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edildiği, Dairemizin 01.10.2012 Tarih ve 2011/871 E, 2012/16676 K sayılı geri çevirme kararı ile davalı Kurum"dan; davacının 02.01.1984 tarihi ile tahsis talep tarihi olan 07.04.2009 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında kesintisiz sigortalı sayıldığında prim borcu bulunup bulunmadığının, prim borcu bulunuyorsa ödediği primlerin hangi tarihe kadar sigortalılık süresini kapsadığının sorulmasının istenildiği, davalı Kurum tarafından; davacının 02.01.1984 – 07.04.2009 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması halinde 1.066,69 TL prim aslı, 1.539,92 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 2.606,61 TL borcu olduğunun, davacının ödediği primlerin 02.01.1984 – 30.07.2008 tarihleri arasını kapsadığının ve bu tarihler arasında sigortalı sayılması halinde ise prim aslı borcu bulunmadığının, 118,67 TL gecikme zammı borcu bulunduğunun bildirildiği, davacının 02.01.1984 – 30.07.2008 tarihleri arasında sigortalı sayılması halinde de 24 yıl, 6 ay 28 günü bulunduğu anlaşılmaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu ... sigortalılığı için ... sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20/04/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için vergi kaydı veya ... sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için ... sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacının ... Ticaret Borsası"ndaki kaydı 08.05.1992 tarihinde bittiğinden, zorunlu sigortalı olmasını gerektirecek başkaca kaydı da bulunmadığından, bu tarihten sonra 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olması mümkün değildir. Ancak davacı, 1992 affından yararlanmış ve 08.05.1992 tarihinden sonra da prim ödemesi yapmış olduğundan, davacının prim ödemelerinin karşılık geldiği süre kadar ödeme tarihinden itibaren ileriye dönük olarak isteğe bağlı sigortalı olması gerekmektedir ki; davalı Kurum"un en son davacıyı bu şekilde yukarıda anılan tarihler arasında isteğe bağlı sigortalı olarak kabul ettiği görülmektedir. Ayrıca, Dairemizin anılan geri çevirme kararına davalı Kurum tarafından verilen cevaptan; davacının 02.01.1984 – 07.04.2009 tarihleri arasında sigortalı sayılması halinde 25 yılı bulunmakta ise de bu durumda prim borcunun bulunduğu, ödediği primlerin karşılık geldiği sürenin ise 02.01.1984 – 30.07.2008 tarihleri arasındaki 24 yıl, 6 ay, 28 günlük süreye karşılık geldiği ve bu durumda ise 25 yıl şartını yerine getiremediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece; davacı vekilinin 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı talep ettiklerine dair ıslah dilekçesi ile 22.12.2009 tarihinde kalan prim borcunun ödendiğine dair makbuz sunması nedeni ile davacının 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmişse de; davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği de göz ardı edilerek sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. .../...
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.