16. Ceza Dairesi 2019/2612 E. , 2019/7280 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, Kasten öldürmeye teşebbüs, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması
Hüküm : 1-TCK’nın 302/1, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince mahkumiyet,
2-TCK’nın 82/1-a-c, 35/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince mahkumiyet,
3-TCK’nın 174/1, 62/1, 52/2-4, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/2 maddeleri gereğince mahkumiyet;
kararlarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde silahların eşitliği ile çelişmeli yargılama ilkeleri doğrultusunda savunmaya yeterli imkan sağlanıp bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu ile tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Sanığa atılı suçların niteliği gereği etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, olayda ele geçirilen pil bloğu üzerindeki bantta başka şahıslara ait parmak izleri bulunmuş ise de dosyaların birlikte görülmesinde zorunluluk bulunmadığı; yine sanığa atılı tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan ise, verilen netice cezada hesap hatası bulunmadığı, her ne kadar Cumhuriyet savcısının mütalaasında sanık hakkında bu suçtan cezalandırma maddesi belirtilmemiş ise de bahse konu eylemin esas hakkındaki mütaalada da ayrıntılı olarak anlatıldığı ve iddianamede bu konuda sevk maddesinin bulunduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bu yönde bozma içeren görüşe iştirak edilmemiş,
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçu yönünden, TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; sanık hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi, ayrıca Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas - 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdiği, sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçunun ise sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş; savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; 22.06.2016 günü Diyarbakır-Silvan karayolunda mayın-EYP madde araması ve kontrolü esnasında, Sur İlçesi Alabal mahallesi Pamukçay köprüsü ile karayolunun birleştiği toprak bölümün kazılarak sabitlenmiş şekilde hazırlanmış olan el yapımı patlayıcının bulunduğu, patlayıcıya ait 8’li pil bloğu üzerine sarılı şeffaf koli bandı parçalarının yapışkan iç yüzeyinden elde edilen parmak izinin ise sanığa ait olduğunun tespit edildiği olayda; sanığın Silvan-Diyarbakır karayolu üzerindeki pamukçay köprüsü toprak zemine bomba tuzaklayarak patlayıcı madde yerleştirmekten ibaret eyleminin atılı suç yönünden hazırlık hareketleri kapsamında kaldığının kabulü gerektiği gözetilmeden ve unsurları itibariyle oluşmayan nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.