19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16220 Karar No: 2015/3521 Karar Tarihi: 12.03.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/16220 Esas 2015/3521 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2014/16220 E. , 2015/3521 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki satım sözleşmesi ediminin davalı tarafından yerine getirilmemesi üzerine müvekkilinin uğradığı zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının yabancı şirket olması nedeniyle MÖHUK"nun 48. maddesi gereğince teminat göstermesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı şirketin Lahey Sözleşmesine taraf olduğu anlaşılmış ise de, tüzel kişilerin Lahey Sözleşmesi kapsamına dahil edilmesi için Lahey Uluslararası Özel Hukuk Konferansı bünyesinde hazırlanan 25.10.1980 tarihinde imzaya açılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından 07.07.2004 tarihinde imzalanan "Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin" 14/1 maddesinde "bir akit devlette mutat meskeni olup, diğer bir akit devletin mahkemelerinde açılmış davalarda, davacı veya müdahil olarak bulunan kişilerden (tüzel kişiler de dahil ), sırf yabancı uyruklu olmaları veya davaların açıldığı devlette ikamet etmemeleri ya da mutat meskenlerinin olmaması sebebiyle her ne isim altında olursa olsun, herhangi bir teminat, kefalet ya da depozito istenemez." değişikliği yapılmış olup, bu sözleşmenin onaylanmasının henüz yasalaşmadığı, bu durumda 1954 tarihli sözleşmenin 17.maddesine tüzel kişiler ile ilgili anılan eklemenin yapılması, sözleşmenin ilk halinin tüzel kişileri kapsamadığını gösterdiği, HMK"nun 84 ve 5718 sayılı MÖHUK"nun 48/2 maddesi hükümleri gereğince davacının teminat göstermesi zorunlu olup bu husus takip yapmanın ön koşulu ve dava şartı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK"nun 84 ve 5718 sayılı MÖHUK"nun 48/2 maddesi uyarınca davacının teminat göstermesi gerektiği ve HMK"nun 115/ğ bendi gereğince teminat yatırılmasının dava şartı olduğu kabul edilmiştir.Ancak HMK."nun 115/2 maddesi “Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece davacı yana, teminat gösterilmesi için kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeksizin davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.