2. Hukuk Dairesi 2017/1205 E. , 2017/14964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek, 20.02.2013 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası açmış, mahkeme tarafından 26.05.2014 tarihli ilk karar ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Boşanma kararı kesinleşmeden davacı erkek 25.06.2014 tarihinde ölmüştür. Dairemizin 11.05.2015 tarih, 2014/24937 esas ve 2015/9737 karar sayılı bozma ilamı ile davacı erkeğin hüküm kesinleşmeden öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, boşanma davasının konusunun kalmadığı belirtilerek, bu yönde karar verilmek üzere mahkeme hükmü bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 10.12.2015 tarihli karar ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve tashih şerhi ile de “davalı ...’in evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğunun tespitine şeklinde gerekçeli karara ekleme yapılmıştır. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 02.05.2016 tarih, 2016/8372 E., 2016/8785 K. sayılı kararı ile “Davacı erkeğin ölümü üzerine mirasçıları davaya Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince kusur belirlemesi yönünden devam etmişlerdir. Mahkemece, davalının boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olup olmadığının tespitine karar verilecek yerde, evliliğin davacı erkeğin ölüm tarihinde sona erdiği gözetilmeden, yazılı şekilde tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirdiği, aynı tarihli bozma ilamının 2. bendinde ise mahkemece tarafları tefhim edilen kısa kararda yer almadığı halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının altına "Tashih Şerhi” başlığı ile hükmün birinci bendinde yazım hatası yapıldığı belirtilerek hükmün 1. bendi düzeltilmiş ise de; mahkeme tarafından hükmün altına yapılan şerh, tashih değil tavzih kararıdır, tarafların talebi olmadan bir kararın tavzihi mümkün olmadığı gibi yapılan düzeltme, tavzih usulüne uygun da yapılmamıştır. Diğer yandan mahkeme tarafında hüküm altına tashih şerhi eklenmek suretiyle hükmün tamamen değiştirilmesi yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye açıkça aykırı olup bozmayı gerektirmiştir” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve 03.11.2016 tarihli karar ile davanın kabulüne, TMK 166/son maddesi gereğince boşanmalarına ilişkin yasal koşullarınn oluştuğunun ve davalı ..."in evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu tespitine karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Bozma kararına uyulmasına karar verildiğine göre mahkemece yapılması gereken iş, evlilik birliğinin davacı erkeğin ölüm tarihinde sona erdiğinden boşanma davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davalının boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olup olmadığı yönünde tespit kararı vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.12.2017 (Çrş.)