MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, yaşlılığı ve bunama rahatsızlığı nedeniyle ..."ın kısıtlanması ve ..."ın vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm vasi adayı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, ..."ın Türk Medeni Kanunu"nun 405 ve 406. maddeleri uyarınca kısıtlanmasını istemiş, mahkemece dava reddedilmiştir.
Dava dilekçesinde, akıl hastalığı yanında Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesi gereğince malvarlığını kötü yönetme sebebiyle de vasi atanması istenilmiştir. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece kendiliğinden bu yönde araştırma yapılması, gösterdikleri takdirde taraf delillerinin toplanması ve sonucu uyarınca 406. madde yönünden de bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Kısıtlı hakkında düzenlenen ..."nin 31.01.2014 tarihli sağlık kurulu raporunda, kısıtlı adayı ... hakkında yapılan değerlendirme ve tanıda “Normal Senilite” teşhisi konulmuş ancak şahsın bu durumunun, vesayet altına alınmasını gerektirecek düzeyde bir durum olmayıp, yaşlılığı ve görme kusurları nedeniyle kendisine mali müşavir atanmasının uygun olacağı rapor edilmiş, yargılama sırasında dinlenen kısıtlı adayı da, kendi işlerini görebilecek durumda olduğunu, kısıtlanmak istemediğini, şayet kısıtlanmasına karar verilecek ise yanında ikamet ettiği oğlu Yalçın"ın kendisine vasi olarak atanmasını talep etmiştir.
Makemece öncelikle raporda belirtilen "müşavir tayinin uygun olacağı" yönündeki kararı da gözönüne alarak kısıtlı adayının Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesi kapsamında savurganlık, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini ve ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesi hususları değerlendirilip kısıtlı adayının bu sebeplerle kısıtlanmasına gerek olmadığı yönünde kanaate sahip olması halinde, Türk Medeni Kanunu"nun 429.madde kapsamında fiil ehliyetinin sınırlandırılarak kendisine yasal danışman atanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.