19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2238 Karar No: 2020/17904 Karar Tarihi: 07.12.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2238 Esas 2020/17904 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet hükmü, sanığın yokluğunda verilmiştir. Ancak yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle sanık müdafiinin eski hale getirme talebi kabul edilmiş ve temyiz istemi süresinde kabul edilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede, Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" düzenlemesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, kanuni koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevi, yerel mahkemeye ait bulunmaktadır. Hüküm, bu nedenle bozulmuş ve yargılama sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosya mahkemeye gönderilmiştir. Kanun maddeleri: 5607 Sayılı Kanun'un 3/22 ve 5/2 maddeleri, 7242 Say
19. Ceza Dairesi 2020/2238 E. , 2020/17904 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünü içerir gerekçeli kararın tebliği, her ne kadar sanığın savunmasında belirttiği adrese yapılmış ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanun"un 21. maddesi gereğince, muhatabın adreste bulunmama sebebinin gösterilmeyip, en yakın komşularından birine haber verilmeyerek yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanık müdafiinin eski hale getirme talebinin kabulünun yerinde olduğu ve bu sebeple sanığın öğrenmeyle yapmış olduğu temyiz istemi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek kanuni koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.