10. Hukuk Dairesi 2019/460 E. , 2019/10335 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Konya 4. İş Mahkemesi
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili ile davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, davalı ...’ın aylığının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle kesilmesi üzerine, davalıya yapılan yersiz aylık ödemelerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Konya İcra Müdürlüğü’nün 2015 / 1543 sayılı dosyasına ilişkin olarak davalı borçlu ... tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davacı lehine icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; SGK ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
SGK vekili, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle , davalı asil ise birlikte yaşamın gerçekleşmediğinden bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında tarafların talebi halinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde;
1)Davalı asilin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2)Davacı Kurum tarafından davalıya yersiz yapılan ödemelerin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapılması üzerine davalının itirazının iptali talebiyle açılan davada, icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin talep edilmesi ve dava konusu alacağın likid olduğunun anlaşılması karşısında davacı kurum lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davacı Kurum yönünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükmün 1. nolu bendinde yer alan “Takibe konu alacağın likid ve bilinebilir nitelikte olmadığından dolayısı ile davalı tarafın yaptığı itiraz haksız ve kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla davacı taraf lehine inkar tazminatı takdirine yer olmadığına ” cümlesinin hükümden çıkarılmasına,yerine “İtirazın iptali nedeniyle İ.İ.K.’nun 67/2 maddesi gereğince hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.