18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/330 Karar No: 2015/12301 Karar Tarihi: 09.09.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/330 Esas 2015/12301 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, Kamulaştırma Yasası'na göre bir taşınmazın kamulaştırma bedeli ve idare adına tescili istenmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, ancak karar temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinde, hükümdeki kanıtlar ve yasal gerektirici nedenler doğru bulunmuştur. Ancak, iki hususun yanlışlığı tespit edilmiştir. İlk olarak, Kamulaştırma Yasası'nın 15. maddesinin son fıkrasında belirtilen değer tespitinde, 2011 yılına ait verilerin esas alınması gerektiği halde, henüz bu verilerin oluşmadığı gerekçesiyle 2010 yılı verileri esas alınmıştır. İkinci olarak, Anayasa Mahkemesi'nin 2013/817 sayılı kararında belirtildiği gibi, kamulaştırma bedeli tespiti için açılan davalarda uzun süren yargılama sonucu, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Yasa koyucu da bu hususu dikkate alarak, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulan
18. Hukuk Dairesi 2015/330 E. , 2015/12301 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin son fıkrasında, bilirkişilerce -aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek- yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (13.06.2011 dava tarihi) esas tutulacağı öngörülmüş olup buna göre davanın açıldığı 2011 yılına ait verilerin esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken, henüz 2011 yılına ait verilerin oluşmadığı gerekçesiyle 2010 yılı verileri esas alınmak suretiyle belirlenen m² değerine ÜFE endeksi uygulanarak 2011 yılı değerine ulaşılmış olması doğru görülmemiştir. Ayrıca; 2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönüyle de hükmün bozulması gerekmiştir. Mahkemece yapılacak iş; değerlendirmeye esas alınan kuru şartlarda buğday, saman (yan ürün) ve kavun için dosyaya getirtilecek 2011 yılına ait veri listesi dikkate alınarak bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp bu ek raporun veri listelerine uygunluğu da denetlendikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda -faize dair bozma gerekçesi de dikkate alınarak- karar vermek olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.