10. Ceza Dairesi 2018/3847 E. , 2018/7247 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 05/07/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ceza tertibine yer olmadığına dair Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/12/2017 tarihli ve 2016/1158 esas, 2017/924 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 12/07/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 14/07/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda, TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden kamu davası açıldığı,
2- Ancak yapılan yargılama sonucunda, Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/12/2017 tarihli ve 2016/1158 esas, 2017/924 sayılı kararı ile, “sanığın denetimli serbestlik ve tedavi sürecinde kullanmış olduğu Apranax adlı ilacın uyuşturucu tedavisine olumsuz bir etkide bulunmayacağı” gerekçesi ile “ceza tertibine yer olmadığına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına"" karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, sanık hakkında her ne kadar denetimli serbestlik ve tedavi sürecinde kullanmış olduğu Apranax adlı ilacın uyuşturucu tedavisine olumsuz bir etkide bulunmayacağının raporla sabit olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı ve denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin devamına karar verilmiş ise de; Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/26147 esas sayılı iddianamesine konu soruşturma dosyasında sanık hakkında verilmiş denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri bulunmadığından yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde"" karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/12/2017 tarihli ve 2016/1158 esas, 2017/924 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 6. fıkrasında, "Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez." hükmüne yer verilmiştir.
Yargılama sonunda verilecek hüküm türlerinin sayıldığı CMK"nın 223. maddesinin 3. fıkrasında,
“Sanık hakkında;
a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Somut olayda, sanık hakkında daha önce başka bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlal edilmesinden dolayı, bu önceki suç nedeniyle 03/12/2015 tarihinde kamu davası açılmış olması nedeniyle, kanun yararına bozma talebine konu olan 14/07/2016 tarihli suç bakımından TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden kamu davası açıldığı, bu nedenle bu suça ilişkin olarak sanık hakkında uygulanan bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri de bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına ve yasaya aykırı bir şekilde “sanığın denetimli serbestlik ve tedavi sürecinde kullanmış olduğu Apranax adlı ilacın uyuşturucu tedavisine olumsuz bir etkide bulunmayacağı” gerekçesi ile “ceza tertibine yer olmadığına” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve bu kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verildikten sonra ayrıca “denetimli serbestlik ve tedavi kararının kaldığı yerden devamına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda sanık hakkında uygulanan bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri bulunmayıp bu tedbirin ihlaline dayanılarak açılmış bir dava da söz konusu olmadığından, sanık hakkında yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “denetimli serbestlik ve tedavi kararının kaldığı yerden devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkında ceza tertibine yer olmadığına dair Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/12/2017 tarihli ve 2016/1158 esas, 2017/924 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 22.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.