15. Ceza Dairesi 2017/26304 E. , 2019/10056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : 1-Sanıklar hakkında;TCK.nun 155/2, 43/1, 52/2, 52/4, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Sanıklar hakkında;TCK.nun 207/1, 43/1, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Özel belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar ve müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... Gıda isimli şirketin sahibi olan sanık ..."ın, yanında çalışan oğulları diğer sanıklar ... ve ... ile birlikte ürünlerini sattıkları ... Gıda ve İhtiyaç Malzemeleri İmalat San. İç. ve Dış. Tic. A.Ş. isimli şirketten sattıkları ürünler karşılığında alım satımdan kaynaklanan kar payı dışında mağdur firmaya ait ürünlerin fazla miktarda satılması karşılığında ciro primi, tanıtım bedeli, raf bedeli adı altında başkaca gelirler de elde ettiği, ancak alım satımdan kaynaklanan fiyat farkı dışındaki diğer gelirleri elde ederken daha fazla para alabilmek amacıyla bir takım sahte fatura, belge ve sözleşmeler düzenlendiğinin, fatura numaralarında, tarihlerinde ve miktarlarında oynama yapıldığının, böylelikle sanıkların eylem birliği içerisinde ticaret ilişkisi içerisinde mağdurun güven ilişkisini kötüye kullanarak, kendilerine haksız kazanç elde etmek için gerçekte ödenmeyen ciro primi, fiyat farkı, tanıtım bedeli, raf bedeli, giriş bedeli, aksiyon bedeli ve insert bedellerini ödemiş gibi göstermek suretiyle tanzim ettikleri sahtecilik yapılmış dönüş faturaları üzerinden yapılan hesaplamalar sonucu mağdurun 2006, 2007 ve 2008 yıllarında 97.466,36 TL zarara uğratıldığının iddia edilen olayda;hükme esas alınan bilirkişi raporunda faturaların seri numaralarında, tarihlerinde ve miktarlarında oynama yapıldığının belirtilmesine karşın hangi faturada ne gibi tahrifat yapıldığına ilişkin görüş bildirilmediği, bu nedenle raporun denetime elverişli olmadığı, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, yapılan sahtecilikte aldatma kabiliyetinin bulunmasının zorunlu olduğu ve aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun belge aslı üzerinde hakim tarafından inceleme yapılamadan mahkumiyet hükmü kurulduğu, iğfal kabiliyetinin bulunmaması halindeyse özel belgede sahtecilik suçu oluşmayacağı dikkate alınarak; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından; suça konu faturaların aslının dosyaya getirtilerek özelliklerinin duruşmada incelenmesi, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, sanıklar .... ve ....’in ... Gıda şirketinde işçi olarak çalıştıklarına ve ilgili marketten alınan faturaların katılan şirketin Bölge Sorumlusu..., Bölge Müdürü..., Genel Müdür ...’ın kontrol ve onayından geçip eğer fatura sözleşmeye uygun ise Kübra Gıda’nın alacağına kaydedildiğini, bu onayların fatura asıllarının sol alt köşe arkasına yapıldığına ilişkin savunmaları da dikkate alınarak sanıkların şirketteki görev ve yetkilerinin ne olduğu, suça konu eylemlerin hangi sanık tarafından ne şekilde gerçekleştirildiği her bir sanığın eyleme iştirakının nasıl olduğunun karar yerinde tartışılması, ... Gıda ile ... Gıda arasında düzenen sözleşme aslının getirtilmesi, ... Gıda’nın ... şirketi ile çalışma şartları ile ilgili ... Gıda ile aralarında anlaşma olup olmadğı, suça konu faturaların ilgili olduğu tüm marketlerin cari ekstrelerinin dosyaya celbi, bu marketlerin ... Gıda ve ... Gıda’ya ait ticari defter ve kayıtlarının istenerek alanında uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilerek suça konu faturaların şirketlerin kayıtlarında yer alıp almadığı, hangi faturada nasıl bir sahtecilik yapıldığı, ... Gıda şirketinin sahte belgelerle haketmediği halde uhdesine para geçirip geçirmediğine, ilişkin denetime elverişli rapor aldırılması, gerekirse suça konu faturalarda adı geçen tanıklara ‘ciro priminin 1/2 "si İkbal, 1/2 "si .... şeklinde onay veren ve imza atan şahsın kim olduğunun ve bunun ne anlama geldiğine ilişkin yeniden beyanlarının alınarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
1-Katılan şirket vekilinin yargılama aşamasında 06.03.2013 tarihli şikayetten vazgeçtiğine ve 26.08.2014 tarihli suça konu 97.466,36 TL paraya ilişkin olarak da tazmin haklarından feragatlarına ilişkin dilekçeleri de dikkate alınarak; öncelikle zararın giderilip giderilmediği ve giderilmiş ise tarihi araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması,
2-5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi kapsamında ceza tayini hakimin takdir ve değerlendirme yetkisinde ise de; bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması, cezanın belirlenmesi sırasında dayanılan gerekçenin; suçun işleniş şekli, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri, oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığı, kanuna aykırılığın derecesi gibi hususların, yargılama konusu eylemin niteliği ve dosya içeriğine uygun olarak irdelenip denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda, sanıkların sabıka kayıtlarının bulunmaması, katılanın şikayetinden vazgeçmesi hususları gözönüne alındığında, 5237 sayılı Yasa"nın 3/1. madde-fıkrasında yer alan orantılılık ilkesi de gözetilmeden asgari hadden çok fazla uzaklaşılarak ceza tayin edilmek suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ve müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.