14. Ceza Dairesi 2014/3307 E. , 2016/2795 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN; Asliye Ceza Mahkemesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi)
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
DÜŞÜNCE : Onama
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tüm dosya kapsamına göre; sanıkların mağdure ...’nın evine girmek suretiyle silahla yağma suçundan Ağır Ceza Mahkemesinin 29.07.2009 gün ve ... Esas, ... sayılı Kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-a,c,d ve 168/3. maddeleri uyarınca mahkûmiyetlerine karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin anılan hükümleri Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 01.10.2010 gün ve ... Esas, ... sayılı Kararı ile onanmıştır. Onama kararında ayrıca sanıklar hakkında “yakınanı evinde bıçak ile tehdit edip bağırmaması için ağzını elleriyle kapatıp yağmaladıktan sonra el ve ağzını tülbent ile bağlamak suretiyle olay yerini terk ettiklerinin anlaşılması karşısında; haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK.nun 109/2, 109/3-a,b maddeleri gereğince zamanaşımı içerisinde işlem yapılabileğine” işaret edilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca her iki sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları istemiyle 20.04.2011 tarihli iddianame düzenlenmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20.04.2011 tarihli iddianamede “şüphelilerin olay günü saat 08:30 sıralarında müştekilerin kaldığı evin zilini çaldıkları, o sırada evde müştekilerden ... ve küçük kızının bulunduğu, müştekilerin küçük kızlarının kapıyı açtığı, kapı açılınca şüphelilerin birlikte zorla içeri girdikleri, böylece kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri Ağır Ceza Mahkemesi ... esas sayılı dosyası ve ekli evrak kapsamından anlaşılmıştır.” şeklindeki anlatım ile sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları talep edilmiş ise de, iddianameye konu edilen bu eylemlerin hukuki niteliğinin 5237 sayılı TCK’nın 109. maddesinde düzenlenen ve Yargıtay 6. Ceza Dairesinde de açıkça işaret edilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin eylemler olmayıp, aynı Kanunun 116. maddesinde öngörülen konut dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin eylemler olduğu, bu şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma olarak nitelendirilebilecek hiçbir eyleme iddianamede yer verilmediği, 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesinin "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklinde olduğu, iddianamede anlatılan eylem nedeniyle sanıklar haklarında ancak konut dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkûmiyet kararı verilebileceği, sanıkların konut dokunulmazlığının ihlali eylemlerinin ise Ağır Ceza Mahkemesince yürütülen yargılama kapsamında TCK’nın 149/1-d maddesi uyarınca nitelikli yağma suçunun unsuru olarak kabul edildiği anlaşıldığından, iddianamedeki fiille bağlı olan mahkemece sanıklar haklarında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması,
Uygulamaya göre de;
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.