18. Hukuk Dairesi 2014/22510 E. , 2015/12290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, ortak gider alacağına ilişkin icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... adet daire sahibi olan davalının, taşınmazın bulunduğu binaya ait kat malikleri genel kurul kararı ile belirlenen aidatları ve blok yönetim kurulunca alınmış olan karar ile acil ihtiyaçları için ödenecek katkı payından doğan borcunu ihtarname tebliğine rağmen ödemediğini, .... İcra Müdürlüğü"nün 2013/7716 Esas sayılı dosya ile yapılan takibe de itiraz edildiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, borcun yasal faizi ile birlikte ödenmesine, alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Davacı tarafın dava dilekçesinde %20 oranında icra inkar tazminatının tüm alacak kalemlerine ilişkin olduğu, aidat borcu ile katkı payı alacağının da icra takibi yönünden ayrı ayrı borcun sebebi olan asıl alacak niteliğinde bulunduğu dikkate alındığında, icra inkar tazminatına esas alınacak bedelin yalnızca birikmiş aidat alacağı olmayıp, katkı payına ilişkin alacağın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekirken, gerekçe belirtmeksizin yalnızca aidat alacağı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması,
2-Davacı vekilinin 20.11.2014 tarihli dilekçesiyle tavzih talebinde bulunduğu, tavzih taleplerini kısmen kabul eden mahkemenin, 21.11.2014 tarihli tavzih kararı ile “Alınması gerekli 3.318,54 TL harçtan peşin alınan 864,15 TL harcın mahsubu ile 2.454,39 TL harcın davalıdan alınmasına,”, “5.643,88 -TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine,” “242,31 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,” “Davacı tarafından yapılan 1.814,70-TL yargılama giderinin red ve kabule göre taktiren 1.742,28 TL"nin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,”şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin tavzih talebinin, HMK.nun 305/1. maddesinde belirtilen hükmün icrasında tereddüt uyandıracak nitelikte olduğu dikkate alındığında bu talebin 305/2. maddesinde belirtilen taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez ilkesine aykırı bulunduğundan ve davalı aleyhine sonuç doğuracağı hususu da dikkate alınarak aynı Yasanın 306. maddesi gereğince işlem yapılarak karar verilmesi gerekirken, talebin kısmen kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.