Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/19-106
Karar No: 2009/123
Karar Tarihi: 29.04.2009

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/19-106 Esas 2009/123 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Hava pilot yarbay rütbesiyle emekli olan müvekkilinin davalı şirkette pilot olarak çalıştığı, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ve davalıdan alacak olunmadığı için menfi tespit istemiyle dava açıldığı belirtilen karar incelenmiştir. Mahkemece, davacının sözleşmeyi feshetme hakkının olmadığı ve eğitim hizmetini davalının sağladığı gerekçesiyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Ancak, direnme kararında kısa kararda yer alan tutarın gerekçeli kararda belirtilmemesi nedeniyle çelişki oluştuğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 1086 S. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (Mülga) 381, 388 ve 389. maddeleri.
Hukuk Genel Kurulu 2009/19-106 E., 2009/123 K.

Hukuk Genel Kurulu 2009/19-106 E., 2009/123 K.

  • MENFİ TESPİT DAVASI
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 381 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 388 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 389 ]
  • "İçtihat Metni"

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.

    Davacı vekili, hava pilot yarbay rütbesiyle emekli olan müvekkilinin davalı şirkette pilot olarak işe başladığını, davalının 18.000 Euro bedelli bir bono aldığını, davalının uçuş limitleri ve zorunlu dinlenme saatlerine uymadığını, müvekkilinin sözleşmenin l0/a., B.K." nun 344 ve İş Kanunu" nun 24. maddesi uyarınca 10.11.2004 tarihi itibariyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, davalının teminat senedini iade etmediğini, davalının müvekkilinden alacağı bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

    Davalı vekili cevabında Asliye Hukuk Mahkemesi" nin görevli olduğunu, davacının hizmet akdini feshinin haklı bir nedene dayanmadığını, yasal uçuş sürelerini dahi tamamlamadığını, davacının eğitim aldığını ve eğitim bedelini müvekkilinin ödediğini, senedin eğitim ücreti karşılığı düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre limit fazlası uçuşa rağmen sözleşmeyi feshetmeyen ve çalışmaya devam eden davacının fesihte haklı olduğunun kabul edilemeyeceği, eğitim hizmetini davalının sağladığı davacının eğitim giderinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, 17914 Euro bedelli senetten dolayı davacının davalıya 10.499.86 Euro borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Özel Dairece; "…

    ….Dava konusu sözleşme, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir sözleşme olup, mevcut uygulamaya davacı uzun süre ses çıkarmamış ise, daha sonra somut olayda olduğu gibi, daha iyi şartlarda bir iş başvurusunun kabul edilmesinden sonra bu hakkın ileri sürülmesi M.K." nun 2. maddesinde belirilen iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz ve hukuken himaye edilemez. Bu durumda mahkemece, objektif iyi niyet kuralları da gözetilmek suretiyle az yukarda belirtilen hususlarda inceleme ve değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." Gerekçesiyle, karar davalı yararına bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Mahkeme direnmeye ilişkin 24.11.2008 günlü kısa kararında hüküm fıkrasında aynen; "Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu edilen 01.04.2004 tarihli 17.914 EURO tutarlı senetten dolayı davacının 10.499,84 EURO borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine, Davalının %40 tazminat talebinin koşulları oluşmadığı nedenle reddine" karar vermişken; gerekçeli kararında buna çelişki oluşturacak biçimde ve aynen; "Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu edilen 01.04.2004 tarihli 17.914 EURO borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine, Davalının %40 tazminat talebinin koşulları oluşmadığı nedenle reddine.." karar vermiştir.

    İlkin belirtilmelidir ki; 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, Kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.

    Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.

    Diğer taraftan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381,388 ve 389 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388.maddesinin son fıkrası ile "Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.

    Bütün bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; direnmeye ilişkin kısa kararda "Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu edilen 01.04.2004 tarihli 17.914 EURO tutarlı senetten dolayı davacının 10.499,84 EURO borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine" karar verilmişken; buna uygun yazılması gereken gerekçeli kararda kısa karardan farklı biçimde "Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu edilen 01.04.2004 tarihli 17.914 EURO borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine," karar verilmiş olması çok açık bir çelişkidir.

    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ: Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 29.04.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi