1. Hukuk Dairesi 2014/4171 E. , 2015/3291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/342-2013/867
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış, yargılama neticesinde verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeden 08.11.2012 tarihinde kesinleşmiş, taraflarca dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi için başvuruda bulunulması beklenmeden aynı tarihte dosya mahkemece re"sen görevli mahkemeye gönderilmiştir.
Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 20. maddesi hükmü gereğince; taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen gözetilir.
Somut olayda; görevsizlik kararı kesinleştiği halde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin ilgilisi tarafından talep edildiğine dair dosya içerisinde belge ve bilgi bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; 6100 sayılı HMK"nun 20. maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalılar vekilinin belirtilen nedenle temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. 20.07.2010 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde açılmıştır. Bu mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı 08.11.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Taraflar dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurmamıştır. Mahkemece resen dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince dava esastan kısmen kabul edilmiş, bu karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Daire çoğunluğu bu kararı ;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 20.maddesi hükmü uyarınca, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin istenmesi için öngörülen sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen madde hükmü dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir gerekçesiyle bozulmuştur.
6100. sayılı HMK nın Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler başlıklı 20. maddesi "- (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir." şeklindedir.
Sayın çoğunluk ile görüş ayrılığına düşülen husus "açılmamış sayılması kararı"nı hangi mahkemenin vereceği hususudur.
Öncelikle görevsizlik kararı veren sulh hukuk mahkemesinin süresinde yapılmayan gönderme talebi üzerine 20.maddeyi esas alarak davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekirdi. Bunu yapmayarak dosyayı resen göndermesi üzerine dosya kendisine gelen mahkeme bu süreleri kontrol etmeliydi. Kontrol etmeyerek dosyanın esasa kaydı üzerine mahkemenin yapacağı işlem ne olmalıdır bu husus tartışma konusudur.
20. madde bunu açıkça düzenlemiş "...dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir." düzenlemesini getirmiştir. Maddenin yazım tarzı itibariyle emredici nitelikte olduğu, takdire yer vermediği görülmektedir. "bu mahkeme"den kasıt görevsizlik kararını veren mahkemedir. Mahkemelerin görev ve yetkileri kanunla belirlenir. Yorum yoluyla bunu genişletmek veya arttırmak mümkün değildir. Öyleyse dosya kendisine gelen asliye hukuk mahkemesi gönderme talebinin süresinde olmadığını veya hiç talep bulunmadığını anladığında 20. maddeye göre bir karar verilmek üzere dosyayı sulh hukuk mahkemesine iade ederek esasını bu şekilde kapatmalıydı.
Davanın açılmamış sayılması kararının sulh hukuk mahkemesince verilmesi halinde davalı lehine takdir edilecek vekalet ücreti ile asliye hukuk mahkemesince verilmesi halinde takdir edilecek vekalet ücreti arasında yaklaşık yarı oranda bir fark bulunmaktadır.(örneğin 2015 yılı için sulh hukuk mahkemesinde 750 TL, asliye hukuk ta 1500 TL dir) Diğer yandan 20.m.nin resen gözetilmesi gerektiğini kabul eden sayın çoğunluğun aynı maddenin bir başka cümlesini de görmezden gelmesine katılmak mümkün değildir.
Sonuç itibariyle bu gerekçelerle kararın bozulması gerekirken açılmamış sayılma kararı verme konusunda görevli olmayan mahkemeye bu görevi yükleyen çoğunluk görüşüne katılmıyorum.