10. Hukuk Dairesi 2018/424 E. , 2018/4378 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davalı site yönetimi hakkında davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; 06.07.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen gelirin tahsilinin talep edildiği,mahkemenin kısmen kabule yönelik ilk kararının Dairemizin 10.11.2015 tarihli bozma ilamı ile olayda 506 sayılı yasanın 10. madde şartlarının araştırılması gerektiği yönünden bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargitay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama "usuli kazanılmış hak" olarak adlandırılır. Bu hukuki müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurma zorunluluğunu getirir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine
2-Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 10 ve 26. maddeleridir. Mahkemece, işveren yönünden uygulama önceliği olduğu halde 10. madde şartlarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamıştır.
506 sayılı yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır." düzenlemesini öngörmektedir.
Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
Dosya kapsamına göre, iş kazası 06.07.2004 tarihinde meydana gelmiş, bozma sonrası getirtilen işe giriş bildirgesinin ise sigortalının 06.07.2004 tarihide işe girdiği belirtilerek, 07.04.2005 tarihinde Kurum tarafından re"sen düzenlendiği anlaşılmıştır. 506 sayılı Yasanın 9. Maddesi gereğince ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma işe giriş bildirgesi verilebilecek ise de davalının ne zamandan beri bu işi yaptığı zabıta araştırması ile araştırılarak işyerinin hangi tarih itibariyle tescil edilmesi gerektiği tespit edilmeli, buna göre 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeleri irdelenerek elde edilecek sonuç gereğince karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin,eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.