"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “
“Muhtesatın Tespiti-Tapu İptal ve Tescil”
” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şanlıurfa Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.01.2007 gün ve 2006/532-2007/3 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.10.2007 gün ve 2007/4224-5537 sayılı ilamı ile
(...Davacı, dava konusu taşınmazı 768 ada 5 parselde hissedar olan M..... E.... A.....’den haricen satın aldığını ve üzerine ev yaptığını açıklayıp tapu kaydının iptaliyle adına tescilini ayrıca taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan M..... E.... A.....’den taşınmazı satın aldığını iddia etmiş, satış senedi ibraz etmiştir. Oysa dava konusu 768 ada 5 numaralı parsel 80/480’er hisse olarak davalılar M..... E.... , E.... A..... ile T... B.... ve dava dışı üçüncü kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davacının tapuda kayıtlı taşınmazı haricen satın almasına TMK.nun 706, BK.nun 213. maddesi karşısında değer verilemez. Tapu iptali tescil davasının reddine karar verilmiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının tapu iptali tescil davasının reddine ilişkin hüküm bölümüne yönelik temyiz isteğinin REDDİNE,
Davacının muhdesata yönelik temyiz talebine gelince; davacı haricen satın aldığı taşınmaz üzerine ev yapmıştır. Bu hususta ihtilaf bulunmamaktadır. Kayıt malikleri T... B...., E.... A....., M..... E.... A....., M....... Ç...., E.... M..... A..., M.... Ç...., Ö... K....... ve A.... K....... arasında Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1390 esasında kayıtlı ortaklığın giderilmesi davası vardır. Ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği taktirde 768 ada 5 numaralı parselin üzerindeki muhdesatla birlikte satılacağı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bu hale göre taşınmaz üzerinde bulunan evin değerinin ve kime ait olduğunun belirlenmesinde davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin muhdesatın tespitine yönelik davacı talebinin reddine karar vermiş olmasında isabet bulunmamaktadır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, davacı tarafından inşa edildiği ihtilafsız olan dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu parsel hakkında paydaşlar arasında derdest bulunan ortaklığın giderilmesi davası sonunda taşınmazın muhdesatla birlikte satılarak yıkılması durumunun yanı sıra; tapuda mevcut zemin paydaşları veya ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazı satın alan yeni zemin malikinin men’i müdahale ve kal davası açmak suretiyle davacı muhtesat sahibine taşınmazdan el çektirme ihtimalinin bulunmasına, bu itibarla hukuken himaye edilmesi gereken hakkı yakın bir tehlike altında bulunan davacının eldeki tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerektiğine; nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 07.04.2004 gün ve E:2004/7-185 K:2004/207 sayılı kararında da aynı ilkenin benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 11.03.2009 gününde yapılan ikinci görüşmede, oyçokluğu ile karar verildi.