11. Hukuk Dairesi 2019/1748 E. , 2020/30 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/06/2016 tarih ve 2015/145-2016/558 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında 14.10.2008 tarihinde dava dışı ... Müh. Hiz. Ltd. Şti "nin hisselerinin devrine ilişkin sözleşme akdedildiğini, devir sırasında şirket aleyhine açılan davalar ile şirketin borçlarının davalılarca gizlendiğini, hisse devri öncesinde ... İş Mahkemesinde 2008/27 esas sayısı ile açılan davada verilen kararın ... 1. İcra Müdürlüğünde takibe konulduğunu, 05.12.2014 tarihi itibariyle dosya borcunun 133.060,31 TL olduğunu, davadan haberi olmayan müvekkilinin davayı takip etmediğini ve icra dosyasından haberinin olmadığını, anılan borçların bilinmesi halinde hisseleri 250.000,00 TL bedelle devralmayacağını, müvekkilinin iğfal edildiğini, aldatıldığını, hile ile gizlenen bu borçtan dolayı TBK m. 36 vd ve 39. maddeleri gereği davalıların müteselsilen sorumlu olduğunu, ayrıca şirketindeki borçtan da sorumlu olduklarını, ihtarnameye rağmen zararın giderilmediğini, müvekkilinin icra ceza mahkemesinde yargılanması nedeniyle ticari itibarının sarsıldığını, hisselerin devir alınmasından sonra ısrarla şirket kayıtları incelenmek istendiğini ancak buna izin verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin halkları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek sözleşme faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ...... ve ... vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının ödeme yapmadığından zararının bulunmadığını, hile ve aldatmanın bulunmadığını, borçların şirkete ait olduğunu ve ortaklarının sorumluluğunun bulunmadığını, hisselerin bütün aktif ve pasifi ile hukuki ve mali yükümlülükleri ile birlikte devredildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu iş mahkemesi kararınında hisse devri sözleşmesinden sonraki bir tarihte verildiği, bilirkişi raporuna göre şirketin 2007 ve 2008 yıllarına ait özvarlığı kaydi değerlere göre tespit edilerek borcunun bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunabilmesi için gereken şartların mevcut olduğunun ispatlanamadığı, dolayısıyla manevi tazminat isteminin de yerinde olmadığı, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davanın reddine dair verilen kararın gerekçesinin son cümlesinde yer alan "... Tazminat taleplerinin kabulüne"... Dair ibarenin gerekçenin bütünü ve hüküm fıkrası nazara alındığında maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre sonuç itibariyle doğru olan mahkeme kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.