22. Hukuk Dairesi 2017/26727 E. , 2020/188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı ... emrinde 22.03.20105 - 28.04.2014 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını ve emekli olmak sureti ile işyerinden ayrıldığını belirterek; kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından, TÜİK’ten emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda davacı aylık ne kadar ücreti olduğunu dava dilekçesinde belirtmemiştir. Hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan 2014 Nisan ayına ilişkin son ay ücret bordrosuna göre davacının 1.438,50-TL brüt ücreti olduğu kabulüyle hesaplamaların yapıldığı belirtilmiştir.Ne var ki, 2014 Nisan ayı bordrosunda davacının günlük ücretinin 51,38-TL olduğu, son ay 28 gün çalışılmış olduğundan bilirkişinin tespit ettiği tutarın 30 günlük ücretin değil, 28 günlük çalışmanın karşılığı olduğu anlaşıldığından, davacının ücreti eksik incelemeye dayalı biçimde hatalı belirlenmiş olmakla hesaplamaların 30 günlük ücreti üzerinden yeniden yapılması için bozma kararı verilmesi gerekmiştir.
2-Davacının fazla çalışma ücret alacağının belirlenmesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Aynı ilkeler ulusal bayram genel tatili çalışmaları için de geçerlidir.Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının zamanaşımına uğramayan 19.06.2009- 28.04.2014 tarihleri arası hizmetlerini kapsayan dönemde ücret bordrolarında her ay fazla mesai tahakkuku yapıldığı ve her ne kadar bordrolarda imza bulunmamaktaysa da,banka kaydına göre bu tutarların davacının hesabına yatırıldığının görüldüğü gerekçesiyle fazla çalışma ücret alacağının bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır.Ne var ki, dosyada dinlenen davacı tanıklarının beyanına göre 07:00-17:00 saatleri arasında haftanın 6 günü çalışan davacının günlük 1 saat ara dinlenmenin mahsubu ile 9 saat çalışarak, haftalık 9 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan ücret bordroları incelendiğinde ise, örneğin 2014 Mart ayı bordrosunda 226,05 TL fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunduğu görüldüğünden, davacının zamlı saat ücretinin 10.28-TL’ye karşılık geldiği anlaşılmakla (51,38/7,5 =6,8-TL *1,5= 10,28-TL), fazla çalışma süresinin aylık 21,99 saat ve haftalık yaklaşık 5,5 saat üzerinden hesap edildiği, buna göre ise davacının fazla çalışmalarının bordroya tam yansıtılmadığı anlaşılmaktadır.Davacının fazla çalışma ücretinin tanık beyanları gözetilerek haftalık 9 saat üzerinden hesaplanarak, imzasız bordrolarda görülen fazla mesai ödemeleri mahsup edilmek suretiyle yeniden hesaplanması gerektiğinden bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.