16. Ceza Dairesi 2019/3841 E. , 2019/7250 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.07.2017 tarih ve 2015/294 - 2017/201 sayılı kararı
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, Kasten öldürme, Kasten yaralama, Suç delillerini yok etme, Hüküm : 1-İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18.07.2017 tarih, 2015/294 Esas ve 2017/201 karar sayılı ilam ile TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaleti ile 314/2, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet hükmünün kaldırılarak; TCK’nın 302/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
I-Katılanlar ... ve ... vekillerinin devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan verilen beraat hükmüne, katılan-sanık ... müdafiinin ise sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kasten yaralama ve sanık ... hakkında ise suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a)Sanığa yüklenen devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan ... ve ...’in bu suç yönünden davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden;
b)Katılan sanık ...’ya yönelik eylemin, hareketli ortamda gerçekleşmiş olması, hiçbir engel olmamasına rağmen daha fazla yaralama ve yaralamayı aşma imkanı varken bundan sarfınazar olunduğunun anlaşılması karşısında suç vasfının tavsifinde hata bulunmadığı görülmekle ve sanıklar hakkında ilk derece mahkemesince verilen beraat hükümlerine karşı yapılan istinaf başvurularının, bölge adliye mahkemesince esastan reddine karar verilmiş olması karşısında, CMK"nın 286/2-f maddesi uyarınca kesin olan bu kararın temyizi mümkün olmadığından;
Katılanlar vekillerinin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik, katılan-sanık müdafiinin ise sanıklar hakkındaki beraat hükümlerinin tamamına yönelik temyiz taleplerinin yukarıda belirtilen nedenlerle CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Katılanlar vekillerinin kasten öldürme suçuna, katılan sanık müdafiinin ise devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu ile kasten öldürme suçlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, olayın meydana geldiği Ege Üniversitesi kampüsü içerisinde yer alan ve daha önce etkisiz hale getirilen bir teröristin adının verildiği sözde "Hozan Serhat Alanı" olarak nitelendirilen bölgenin süreklilik arz edecek şekilde silahlı terör örgütünün eylem ve propagandasına sahne olduğu, maktulün olay öncesinde PKK silahlı terör örgütünün Ege Üniversitesindeki eylem ve faaliyetlerine açıkça karşı çıkıp tepki göstererek bu yönde basın açıklaması yaptığı, bu nedenle silahlı terör örgütü ve gençlik yapılanması olan YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik-Hareketi) mensuplarının hedefi olduğu, bu doğrultuda okuldaki başka gruplar tarafından (kampüs cadıları adlı grup) fotoğrafının yer aldığı afiş ve pankartın yayınlanarak kendisinden hesap sorulacağı söylemiyle teşhir edildiği, maktulün katıldığı bir gösteriden resim paylaşılıp "O havaya kaldırdığınız sopayı tutan ellerden de, o en öndeki beyaz gömlekli tarih 4. Sınıf öğrencisi, sınavlara polis koruması eşliğinde giren "reis" Fırat Çakıroğlu"ndan da soracak hesabımız var! Siz istediğiniz kadar terörist istemiyoruz diye bağırın, Atatürk Büstünü yıktılar, Bayrağı yaktılar provokasyonu Ege"de tutmayacak. Bu üniversitenin öğrencilerinin de tutmayacak bu eli kanlı faşistlerin mayası, Biz Ege de faşizmi ya ezeceğiz yada ezeceğiz!" şeklinde paylaşım yapıldığı, yine 22.10.2014 tarihinde yapılan bir paylaşımda maktulün Türk Bayrakları ve Atatürk resimlerinin bulunduğu yürüyüş kortejinde en ön safta yer aldığı, afiş olan "Atatürk ve bayrak için Ege"de birlik var, Ege Üniversitesi Öğrenci Toplulukları" şeklinde taşınan fotoğrafın paylaşılarak "O havaya kaldırdığınız sopayı tutan ellerden de, o en öndeki beyaz gömlekli tarih 4. Sınıf öğrencisi sınavlara polis koruması eşliğinde giren reis Fırat Çakıroğlu"ndan da soracak hesabımız var..." şeklinde paylaşımın yapıldığı, maktulün bu şekildeki paylaşımlar doğrultusunda hedef gösterildiği, olay sonrasında ise YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik - Hareketi) İzmir twitter.com isimli internet adresinden "Asayiş Güçlerimizin dikkatine! Ege Üniversitesinde Yurtsever öğrencilere yönelik polis-faşist saldırılarına misilleme yapmaya çağırıyoruz" şeklinde, bir müddet sonra aynı link üzerinden "Ege Üniversitesinde Yurtsever öğrencilere pusu kuran 200 kişilik faşist Ülkücülerden bir ölü var. Geri çekilmezlerse ölü sayısı artacaktır" şeklinde paylaşımlar yapıldığı, 21.02.2015 tarihinde aynı twitter adresinden; "YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik - Hareketi) bilinçli ve planlı şekilde yapılan bu saldırılara elbette ki hak ettiği cevabı verecektir. Provokasyon ve sinsi oyunlar boşa çıkarılacaktır." şeklinde paylaşımlar yapıldığı, daha sonra ise üniversitede örgüt elemanlarınca kullanılan yukarıda belirtilen alanın yıkılmasını eleştiren haberlere yer verildiğinin görüldüğü,
Dairemizin 30.06.2015 tarih, 2015/1090 Esas ve 2015/2122 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Somut olayda önceden silahlı bölücü terör örgütü PKK-Kongra/Gel sempatizanı olup üniversitede bölücü terör örgütünün gençlik yapılanması ve sempatizanları tarafından düzenlenen eylemlere katılan, üniversitede oluşan gruplaşmalarda örgüte sempati duyanların yanında yer alan, olayın yaşandığı zamanda da örgüt sempatizanlarının kurmuş olduğu alanda bulunan, okulda kendilerini ülkücü olarak adlandıran öğrenci grubu ile zaman zaman cebir şiddete ve tehdide yönelik olaylara katılan, olay günü de daha önce aralarında hiçbir kişisel husumet bulunmayan, vücudundaki hayati bölgelerini hedef alarak vurmuş olduğu bıçak darbeleri sonucu ...’nun ölümüne sebebiyet veren sanığın PKK silahlı terör örgütünün amaç ve faaliyeti doğrultusunda bu eylemi gerçekleştirdiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, kasten öldürme suçunun ise sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş; savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanlar vekilleri ile katılan-sanık müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.