"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “
“tapu iptal ve tescil”
” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.7.2005 gün ve 227-510 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 5.6.2007 gün ve 3127-3552 sayılı ilamı ile;
(... Davacılar vekili, mülkiyeti vekil edenlerine ait taşınmazların imar uygulanması sonucu 4552 ada 4 parsel numarasıyla davalılar adına tapuya tescil edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Belediye vekili, dava konusu parselin oluşumuna esas olan idari işlem iptal edilmeden iptal ve tescile karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı gerçek kişiler yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, uyuşmazlığa bakmanın idari yargının görevine girmesi nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmistir.
10.3.1999 tarihinde imar uygulaması sonucu oluşan 4552 ada 4 parselin öncesi 945, 952 ve 961 parsellerdir. 945 parsel dayanak kayıtlara göre 20.6.1995 tarihinde H.... S...., 952 parsel 8.1.1985 tarihinde A... G...... adına, 961 parsel 18.1.1985 tarihinde N.... Ö.... adına tespit ve tescil edilmiş, tapudaki temlikler ve el değiştirmeleri sonucu 10.3.1999 tarihinde davalı gercek kişiler adına tapuya tescil edilmiştir. Davalı Boğazköy Belediyesinin kayıtla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Dava tapu iptali ve tescil istegine ilişkin olmakla davanın kayıt maliki veya maliklerine yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca somut olayda olduğu gibi Belediyenin dava edilmesine gerek bulunmamaktadir. Belediye hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, görev yönünden redde ilişkin hüküm davalı Belediye yönünden sonucu itibariyle doğru görülmüştür.
İşin esasına gelince; az önce de açıklandığı üzere dava konusu parselin son tapu kaydı imar uygulaması sonucu oluşturulmuştur. İmar uygulamasına iliskin işlemler idari nitelikte olup, idari yargı yerince iptal edilmedikçe davaya bakılması mümkün degil ise de, görülmekte olan dava mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin bulunmaktadır. Dairemizin son yıllardaki uygulamalarına göre mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklarda imar uygulaması iptal ettirilmeden davanın yürütülüp sonuçlandırılması mümkündür. Kaldı ki, imar uygulamasının iptali için davacılara süre ve imkan tanınmadan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması da doğru değildir. Bu durumda yapılacak iş, idari işlemin iptali icin davacılara süre ve imkan tanınması, açılacak davanın sonucunun beklenmesi, ondan sonra uyuşmazlıgın cözümü yoluna gidilmesi gerekirken, davacılara bu imkan tanınmadan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalı Boğazköy Belediye Başkanlığı tarafından yapılan imar uygulaması sonucu davalılar adına oluşan dava konusu 4552 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın, gerçekte kendilerine ait olduğunu, davalıların edinimlerinin yolsuz ve hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı Belediye, imar işlemine karşı idari yargı yerinde dava açılması gerektiğini bildirerek, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar esas hakkında beyanda bulunmamışlardır.
Dosyada bulunan çap kaydı ve imar belgelerinin incelenmesinde; dava konusu 4552 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın Boğazköy Belediyesinin 12.10.1998 tarih ve 174 sayılı Encümen kararı ile 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan imar şuyuulandırması sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davacı imar işlemine konu Encümen kararının iptalini ve idari işlemin ortadan kaldırılmasını istemediğine, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğuna göre, ortada mülkiyet uyuşmazlığı söz konusu olduğundan, uyuşmazlığın idari yargı yerinde değil adli yargı yerinde görülmesi zorunludur. Yerel mahkemenin uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğine ilişkin gerekçesi yerinde değildir.
Bilindiği üzere, tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliklerine karşı açılır. O halde davalı Belediyenin kayıtla bir ilgisi olmadığına göde davada Belediyeye husumet yöneltilemez.
İptali istenen imar çapının dayanağı olan idari işlem ayakta olduğuna, idari yargı yerinde iptal edilmediğine göre, eldeki davanın dinlenme olanağı da bulunmamaktadır. Yerel mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmelidir.
Bu nedenle sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkemenin direnme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan onanmalıdır.
SONUÇ:Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan, başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 4.3.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.