12. Ceza Dairesi 2019/3846 E. , 2021/2988 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık hakkında ...I. Derece ... Sit alanı içerisinde bulunan...Mahallesinde bulunan mevcut evinin ön cephesinde ruhsatsız ve izinsiz olarak tuğla ve harç kullanarak yaklaşık 10 metre kare büyüklüğünde ve arka cephesinde yaklaşık 6 metre kare büyüklüğünde balkon yaptığı, ayrıca tuvalet olarak kullanılan yeni bir yer inşa ettiği iddiasıyla 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olmak suçlarından ayrı ayrı açılan kamu davalarının yargılama sırasında birleştirilmesine karar verildiği, kurul uzmanları tarafından yerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 28.04.2014 tarihli raporda; muhtarlık binasının hemen karşısında ...’e ait mevcut evin yola bakan ön cephesinde tuğla ve harç kullanılarak yeni bir balkon oluşturulduğu, yine evin arka cephesinde de benzer şekilde bir balkon yapıldığı ve ilave olarak tuvalet olarak kullanılan yeni bir yer daha inşa edildiğinin belirtildiği, suça konu yere ilişkin olarak 04.07.2014 tarihinde ... tarafından durdurma tutanağı düzenlendiği, ... Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 03.09.2014 tarih 2800 sayılı kararı ile...Mahallesinde ... II nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 20.12.1989 tarih 1055 sayılı kararıyla 1. derece ... sit alanı olarak tescil edilmiş olan Herakleia antik kenti içerisinde yapılan izinsiz uygulamalar nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, dosya kapsamında bulunan arkeolog tarafından düzenlenen 13.07.2015 tarihli raporda, dava konusu izinsiz uygulamaların 1. derece ... sit alanında gerçekleştirildiği, esaslı onarım niteliğinde olduğu, sit alanının fiziki dokusunda herhangi bir tahribatın oluşmadığı ve herhangi bir kültür varlığı eserinin zarar görmediği, dava konusu müdahalelerin 2863 sayılı Kanunun 9. maddesinde tanımlanan izinsiz fiziki müdahale niteliğinde olduğunun belirtildiği dikkate alınarak sanığın eyleminin zarara neden olmayan inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğu anlaşılmakla;
Sanığın, dava konusu yerin sit alanında yer aldığını bilmediğine dair savunması karşısında; öncelikle davaya konu yerin ... sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararı ile ekleri dosya içerisine getirtilerek, sit alanına ilişkin tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediği, tescil kararının, tescil tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata göre Resmi Gazetede yayımlanıp yayımlandığı araştırılarak, mutad vasıtalarla ilan edilmiş ya da Resmi Gazetede yayımlanmış ise; yerin sit alanı içerisinde kaldığını bildiklerinin kabul edilmesi gerektiği, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları dosya içerisine celbedilerek hazineye ait veya devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazlardan olup olmadıkları, sanık adına kayıtlı ise, tapu kayıtlarında, taşınmazların sit alanı içerisinde kaldığına dair şerh bulunup bulunmadığı hususlarının irdelenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceğinden, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle il özel idaresi veya büyükşehir belediye başkanlığı bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu araştırılarak kapsadığının tespiti halinde, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi, kapsamadığının tespiti halinde ise aynı Kanunun 65/1-2. cümlesi uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında tesis edilen mahkumiyet hükmünde, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen 65/b maddesi yerine, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesinin dayanak gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi
3- Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “04.07.2014” olarak belirtilmesi,
4- Ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceği ihtarı yapılırken dayanak kanun maddesi olan TCK’nın 52/4. maddesinin belirtilmemesi,
5-5237 sayılı Kanunun 51. maddesi gereğince yalnızca hapis cezalarının ertelenmesine karar verilmesinin mümkün olmasına, adlî para cezalarının ertelenmesinin olanaklı bulunmamasına rağmen; ertelemenin sadece hapis cezasını içerdiğini belirten bir ifade kullanılmaksızın her iki cezayı kapsar bir biçimde sanık hakkında tayin olunan cezanın ertelenmesine karar verilmesi
6- 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesinin 3. fıkrasında "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz." şeklindeki düzenleme ve yasanın öngördüğü süreden daha az süre belirlemenin kazanılmış hak oluşturmadığı düşüncesine de yer veren YCGK"nun 11/05/2010 gün ve 2010/87-112 kararı ışığında, hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedilen sanığa 1 yıl denetim süresi belirlenerek TCK’nın 51/3. maddesine muhalefet edilmesi,
7- Hükmedilen uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluğuna, aynı maddenin 3. fıkrası da nazara alınarak hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemiş olması,
8- İmar kirliliğine neden olma suçu ile ilgili olarak hakkında katılma kararı verilen Milas Belediye Başkanlığının, 2863 sayılı Kanuna aykırılıktan doğan davalara katılma hak ve yetkisi bulunmadığından, lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.