21. Hukuk Dairesi 2019/3165 E. , 2020/296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A) Davacı İstemi;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 16/03/2015 tarihinde davalıya ait Fursa İnşaat bünyesinde Seka Toki Okul Bina yapım işinde inşaat iskelesinde çalışırken iş kazası geçirdiğini, 10.000 TL maddi tazminat, 30.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
“ Davacı hakkında ... Sağlık Kurulu kararına istinaden çalışma gücünün % 60"ını kaybettiğine karar verildiği, Mahkemece aldırılan 01/03/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda, davalı işverenin %60 kusurlu, davacının ise %40 kusurlu olduğunun tespit edildiği, aldırılan raporun hükme elverişli bulunduğu, hesap bilirkişi raporuna göre davacının davaya konu kaza nedeniyle oluşan iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının 120.213,93 TL olduğunun tespit edildiği, davacı taraf talebini ıslah etmediği için taleple bağlı kalındığı, manevi tazminat yönünden ise 15.000,00 TL ye hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
“Maddi tazminat hesabının davacı vekili tarafından verilen 22.02.2017 tarihli dilekçede belirtilen ücrete göre yapıldığı, davacının bu açıdan rapora itiraz hakkının olmadığı, davacının geçirdiği kazanın iş kazası olduğu tespit edilerek davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gelir bağlandığı, davalının bu işleme itiraz etmediği, dinlenen tanık beyanları, Kurum kararı ile denetimde alınan ifadeler birlikte değerlendirildiğinde olayın iş kazası kabul edilmesi gerektiği, Kurum tarafından gelir bağlanırken belirlenen % 14"lük maluliyet oranına belirlemesine taraflarca itiraz edilmediği, itiraz edilmeyen maluliyet oranı da dikkate alındığında Mahkeme"nin gerekçesi ve toplanan delillere göre manevi tazminatı miktarının yerinde olduğu, yine davacı vekilinin ücret itirazı dışında maddi tazminat hesabı yapılan rapora hesaplama şekli açısından itiraz edilmediği anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf sebepleri gözetilerek duruşma açılmadan yapılan incelemede başvuru sebeplerine göre kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir” şeklinde belirtilmiştir.
E)Taraf Vekillerinin Temyiz Nedenleri;
Davalı Vekili temyiz dilekçesinde özetle: davaya konu olayın davacının kusuru ile meydana geldiğini, davacının işe başladığı gün, iş alanında çalışma olmadığı, kendisine talimat verilmediği halde işyerine giderek kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, inşaat işlerinde işçilerin işe giriş çıkışlarının yapılmasının olağan olduğunu, işçinin işi bittiğinde çıkışı yapılıp tekrar başladığında tekrar girişinin yapıldığını, dinlenen tanıkların neredeyse tamamının olay günü işyerinde çalışma olmadığını, işin paydos edildiğini bildirdiklerini, davacının iş olmamasına rağmen işyerine gidip odun toplamak istediğini, davacının arkadaşı olan tanık..."ın da beyanı ile bunu doğruladığını, davacının yakın akrabası olan tanıkların ifadesine değer verilemeyeceğini, davaya konu 16/03/2015 tarihinde meydana gelen olayın ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 2015/7 2855 Sayılı soruşturma dosyası ile olayın incelemesinin yapıldığını, bilirkişi raporu ile olayın iş kazası niteliğinde olmadığının tespit edildiğini, bu konuda Savcılık Makamı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini, bu hususun göz ardı edilerek dava açılması ve akabinde kusura ilişkin müvekkile atfedilen kusuru kabul etmenin mümkün olmadığını, dava dosyasına sunulan savcılık dosyası içeriğindeki davacının kendi beyanları, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, kazanın işin yapılması sırasında meydana gelen bir iş kazası olmadığı kararı verildiğini, bunun tazminat davasında da dikkate alınması gerektiğini bildirerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, davacı sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 10.000,00 TL maddi, 15.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak anılan davacıya verilmesine, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı tarafından olay tarihinde inşaatı yürütülen ... TOKİ okul inşaatında, sıvacı olarak çalışmaktayken, inşaatın 5. katında bulunan 1,5 metre yükseklikteki sıvacı tezgahının üzerinden düşmesi sonucu yaralandığı, SGK tarafından iş kazası olarak kabul edildiği ve sürekli iş göremezlik oranının ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü‘nün 22/05/2017 tarihli raporuna göre %60 olarak belirlendiği ve kontrol muayenesinin gerektiğine karar verildiği, kontrol muayenesi neticesinde düzenlenen ... SSGM‘ nin 03/10/2017 tarihli raporunda ise sürekli iş göremezlik oranının %14 olarak belirlendiği ve kontrol muayenesinin gerektiğine karar verildiği, kontrol muayenesi neticesinde düzenlenen ... SSGM nin 25/03/2019 tarihli raporunda ise sürekli iş göremezlik oranının kontrol muayenesi gerekmeksizin %11 olarak belirlendiği ancak mahkemece hükme esas alınan 16/06/2018 tarihli hesap raporunda, sürekli iş göremezlik oranının %60 olarak alındığı ve %14 sürekli işgöremezlik üzerinden bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının hesaplanan maddi tazminat alacağından mahsup edildiği ve mahkemece bu rapora itibar edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
Maluliyetin tespiti açısından davanın yasal dayanağı kaza tarihinde yürülükte bulunan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasaya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de; diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
İş bu maluliyet raporları arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş; davacının maluliyet oranını kesinleştirmek, kesinleşen bu maluliyet oranı üzerinden davacıya, kendisine gelir bağlatmak üzere SGK’ya başvurması için süre vermek, SGK tarafından istemin reddi halinde kesinleşen maluliyet oranı üzerinden gelir bağlatması için dava açmak üzere önel vermek, açılan davanın sonucu beklenmek suretiyle sonucuna göre, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmını, usuli kazanılmış hakkı da gözeterek, 16/06/2018 tarihli hesap raporundaki bilinen devre ileri çekilmemek ve rapor tarihinden sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farklar rapora yansıtılmamak suretiyle tespit edilen tazminat alacağından tenzil ederek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: 1- Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine
bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
28/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.