3. Hukuk Dairesi 2013/18361 E. , 2014/2806 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2013
NUMARASI : 2012/447-2013/796
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının davalı şirketten 7 nolu daireyi 105.000 TL"ye 12.04.2007 tarihli sözleşme ile satın aldığını, bedelinin sözleşme gereğince 15.000 TL nakit, 70.000 TL davacıya ait alt katta bulunan dairenin davalıya devri ve 20.000 TL"nin döviz cinsinden ödenmesine rağmen taşınmazın davalı tarafından 3.kişiye 08.07.2008 tarihinde satıldığını belirterek, taşınmazın rayiç değeri 105.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, sözleşmede satış bedeli olarak 105.000 TL yazılı olmasına rağmen davacının 4.400 TL ve 3.000 $ ödediğini, dairenin tapusunun davacıya verilmediğini, davacıya 40.000 TL geri ödeme yaptıklarını beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 64.726,55 TL"nin dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 12.04.2007 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince davalıya ait 7 nolu dairenin davacıya 105.000 TL karşılığında satıldığı, sözleşme gereğince davacıya ait alt katdaki 1 nolu dairenin devredileceği, devir karşılığı 70.000 TL olarak belirlendiği, 15.000 TL nakit ödendiği ve geriye kalan 20.000 TL"nin dövize endeksli 14.500 USD"nin ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Sözleşme gereğince davacının davalıya 15.000 TL peşin, toplam 4.400 TL ve 3.000 USD"nin taksit olarak ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sözleşmeye konu 7 nolu dairenin satım bedeli olarak davacıya ait alt katta bulunan 1 nolu dairenin devrinin 70.000 TL karşılığında davalıya verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
TMK"nun 6.maddesine göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Davacı, alt katta bulunan 1 nolu daireyi 03.07.2007 tarihinde dava dışı S.. S.. isimli kişiye satış yaptığını ve bu bedelin 7 nolu daire bedeline mahsup edildiğini iddia etmiştir.
HMK"nun 200.(HUMK"nun 288 ve 289) maddesi gereğince miktar itibariyle davanın senetle ispat olunması gerekir.
Bunun için öncelikle 1 nolu daire satış bedelinin davalı şirketin hesabına girip girmediğinin araştırılması gerekir. Davalı şirkete ait yasal defter kayıtlarının uzman bilirkişi aracılığı ile incelenerek alınacak rapor sonucuna göre ve en son 70.000 TL"nin davalıya ödendiğine dair(davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanması nedeniyle) davacının davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ile oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, tanık beyanı ile 70.000 TL daire devir bedelinin ödendiğinin kabul edilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafından davalıya ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince toplam 104.726,55 TL olarak hesaplanmasından sonra, davalı tarafından davacıya 09.07.2008 tarihinde iade edilen 40.000 TL"nin güncellenmeden mahsup edilmesi de bozmayı gerektirmiştir. Bu durumda davacının ödediği kabul edilen miktardan davalının iade ettiği miktar mahsup edildikten sonra kalan miktarın güncellenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.