11. Hukuk Dairesi 2016/4331 E. , 2017/6670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/01/2016 tarih ve 2014/349-2016/5 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "Şekil+... ...te Medya” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin “...” esas unsurlu tanınmış markaları ile diğer davalı nezdinde itirazda bulunduğunu, itirazın YİDK 2014-M-7120 sayılı kararı ile reddedildiğini, başvurunun müvekkiline ait tanınmış “...” ibaresini taşıyan markaları ile ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, bu benzerliğin iltibasa sebebiyet vereceğini, ileri sürerek TPE YİDK’nın 08.05.2014 tarih ve 2014-M-7120 sayılı kararının iptaline, 2012-46935 başvuru numaralı marka tescil edilmişse hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, “...” ibaresi üzerinde öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, “...” ibareli markanın başvuru tarihinin 17.08.2000 olduğunu, “...” ibaresini çeşitli markalarında tali unsur olarak kullandığını, “...” ibaresinin mobil telefonun veya şebekeyi niteleyen bir kelime olduğunu, herhangi bir ayırt edicilik kazandırmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının "Şekil+... ...te Medya" marka başvurusu ile davacının "..." esas unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, davalının başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının "..." esas unsurlu markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, bunun sonucunda davacının tescilli "..." esas unsurlu markalı ürün ve hizmetleri satın almak isterken davalının "Şekil+... ...te Medya" şeklindeki markalı ürünü ve hizmeti satın almak biçiminde bir yanılgıya düşmeyeceği, bu açıdan başvuru markasıyla davacının markaları arasında benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusunun davacının tanınmışlığından
haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği somut olayda gerçekleşmediği, 556 sayılı KHK’nın 8(4) maddesinin uygulanamayacağı, başvurunun kötüniyetle yapıldığının kanıtlanamadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.