11. Hukuk Dairesi 2016/4229 E. , 2017/6669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/01/2016 tarih ve 2013/259-2016/3 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin halı ve kilim sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, “..." markasının müvekkiline ait olduğunu, davalının müvekkilin eski bayisi iken bayiliği bırakıp müvekkiline ait markaya benzer şekilde “...” ibaresi için marka başvurusunda bulunduğunu, tescil sürecinin halen devam ettiğini, süreç devam ederken de “...” ibaresini tescilsiz şekilde kullandığını, davalı kullanımın müvekkiline ait markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, ileri sürerek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men"ine, ref"ine, 10.000 TL maddi tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Islah ile maddi tazminat talebini davalının elde etmesi muhtemel kara karşılık 47.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu markaların benzer olmadığını, TPE nezdinde davacının itirazının reddedildiğini, sürecin devam ettiğini, ayrıca markayı dava dışı şirketin kullandığını, müvekkiline husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafa ait tescilli “...” markası halk tarafından bilinen bir marka niteliğinde olduğu, davalı tarafın tescilini talep ettiği “...” markasının dava dışı TPE tarafından davacı itirazlarının reddi ile sicile tescil edildiği, davacı tarafın açtığı YİDK iptal ve hükümsüzlük davasının; dava konusu marka başvurusu ile davacının markasının benzer olduğu, ortalama tüketici açısından karıştırılma ihtimali ve aynı işletmeye ait seri markalar gibi algılanması söz konusu olduğu, iltibasa yol açacağı gerekçesiyle kabul edildiği, kararın kesinleştiği, bu nedenle işbu davada bu kararın benzerlik bakımından kesin hüküm oluşturacağı, davalının tescilsiz olarak kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalı tarafın tescil için başvurduğu marka dava dışı ... A.Ş. tarafından kullanıldığı, davalının bu şirkette çalışan olarak gözüktüğü, fakat davalının şirketin ortağıymış gibi hareket etmek suretiyle marka tescil
talebinde bulunduğu, şirkette markanın kullanımının kendi iradesi ile olması söz konusu olduğu, davalının markayı kullanımda etkin kişi olduğu, bu nedenlerle husumet itirazının reddi gerektiği, davalı üzerinde herhangi bir kayıt ve defter ve faaliyet olmadığı, bu nedenle elde edilmesi muhtemel karın tespit edilemediği, davacı markasının değeri, markanın kullanım şekli, dava dışı şirketin marka kullanımından elde ettiği gelir dikkate alınarak maddi tazminatın takdiren 30.000 TL olduğu, davalı tarafın tescil talebinde bulunduğu ve ... Ticaret Şirketinin kullanıldığı “...” ibaresinin davacıya ait "..." markasına yönelik iltibas olduğundan markaya yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men"i ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece TBK"nin 50. maddesi hükmüne göre tazminatın tadir edilmiş olmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddini gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA aşağıda yazılı bakiye 1.536,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.