11. Hukuk Dairesi 2016/4028 E. , 2017/6667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/10/2015 tarih ve 2012/165-2015/266 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPE vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 29., 30. ve 32. sınıfları kapsayan 2009/59333 sayılı “... + şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin diğer davalı TPE nezdinde “...” esas unsurlu markaları ile itirazda bulunduğunu, itirazın reddedildiğini, kurum kararının yerinde olmadığını, markaların karışıklığa sebep olacak derecede benzer olduğunu, davalı marka başvurusunun müvekkili markalarının tanınmışlığından istifade edebileceğini, ileri sürerek 24.07.2009 tarih ve 2012-M-2276 sayılı YİDK kararının iptaline ve markanın tescil edilmesi halinde 2009/59333 numaralı “... + Şekil” markasının iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili, taraf markalarının benzemediğini, mal ve hizmet sınıfları açısından da iltibas tehlikesi bulunmadığını, hitap ettikleri tüketici kitlesinin, dağıtım kanalları ve satış yerlerinin aynı olmadığını, tüketicinin marka sahibi işletmeler arasında bağlantı kurmayacağını, bu nedenlerle kurum kararının yerinde olduuğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin marka başvurusu ile davacı markalarının benzerlik göstermediğini, mal ve hizmetlerin farklı olduğunu ve iltibas bulunmadığını, müvekkili başvurusunda “...” ibaresinin tek başına kullanılmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı başvurusunun bütün halinde bıraktığı genel intibanın davacının tanınmış markası ile benzer olduğu, davacı markasının tanınmışlık yolu ile sağladığı güçlü ayırt ediciliği dikkate alındığında, davalı markasının çekişmeli mallar için tescili halinde davalının haksız yarar sağlayabileceği, davalı başvurusunun tescili halinde davacının tanınmış markasının zaman içerisinde sıradanlaşacağı, ayırt edici niteliğinin bu durumdan zarar göreceği, olası müşteri memnuniyetsizliklerinin tanınmış markanın itibarını zedeleyebileceği, bu nedenlerle dava konusu marka başvurusunun tescilinin 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca engellenebileceği, aksi yöndeki YİDK kararının iptal koşullarının ve davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPE vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı TPE vekili ve davalı ... Gıda Şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak Hukuk Genel Kurulunun 2013/11-656 E 2014/427 K sayılı kararında da açıklandığı üzerinde, 556 sayılı KHK"nin 8/4 hükmü uyarınca tanınmış markadan haksız yararlanma halleri her somut olayın özelliklerine, tanınmış markanın ayırt edicilik derecesinin ne derecede yüksek olduğuna, her iki tarafa ait markanın birebir aynı olup olmamasına, farklı sınıftaki mal ve hizmetlerin tanınmış markanın asıl olarak kullanılmadığı sektör veya sektörlerden, mal ve/veya hizmetlerden ne derecede uzak ya da yakın, ne derecede farklı olduğuna göre değerlendirilmelidir. Ayrıca, 556 sayılı KHK 8/4 maddesindeki hallerin varlığı için, tanınmış markanın aynısı ya da benzerini farklı grup, mal ve hizmetler üzerinde kullanılması nedeniyle söz konusu mal veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin bu marka ile tanınmış marka arasında bir bağlantı kurması ve bu bağlantının yaratacağı olumlu izlenim ve çağrışımla satın alma tercihlerine yer verilmesi suretiyle tanınmış markadan haksız yararlanma sonucuna yol açılması gereklidir. Dolayısıyla, burada bahsi geçen bağlantı ya da ilişkilendirme ile 556 sayılı KHK 8/1-b maddesinde düzenlenen karıştırılma ihtimali (iltibas) birbirinden farklı kavramlar niteliğindedir.
Somut uyuşmalıkta, davacının tanınmış markası "..." ibaresinden oluşmaktadır ve bankacılık sektöründe kullanımı sonucunda 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi hükmü uyarınca tanınmışlık seviyesine ulaşmıştır. Dava konsu marka "... + şekil" ibaresinden oluşmaktadır. Bu durumda, işaretler arasında güçlü bir benzerlik bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi, davalı markasının kapsamındaki emtia üzerinde kullanılması halinde de malların yer aldığı farklı sektör gözetildiğinde bağlantı ihtimalinin zayıf olduğu açıktır. Bu durumda, anılan işaretler arasında 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi koşullarının gerçekleşemeyeceği halde yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin ve davalı ... Gıda Şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bente açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin ve davalı ... Gıda Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı TPE ve davalı ... Gıda Şirketi yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.