Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/1254 Esas 2015/3410 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1254
Karar No: 2015/3410
Karar Tarihi: 11.03.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/1254 Esas 2015/3410 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/1254 E.  ,  2015/3410 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... arasında imzalanan 11.02.2011 tarihli kredi kartı üyelik ve kredi sözleşmesini garantör sıfatıyla imzalayan davalının, dava dışı asıl borçlunun kredi kartı borcunun tahsili için keşide edilen 12.10.2009 tarihli ihtarnameye rağmen kredi kartı borcunun ödenmediğini ileri sürerek, 5.207,86 TL alacağın son ödeme yapılan 21.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 temerrüt faizi ile birlikte davalı-borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu kredi kartı ve üyelik sözleşmesinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 ve 10/A maddelerine açıkça aykırılık teşkil ettiğinden davacının bu hükümlere dayanamayacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2001/19-534 E.-2001/583 K. sy. kararında belirtildiği üzere kredi kartı üyelik sözleşmesinde yer alan garanti kaydının sözleşme serbestisi ilkesinin sınırları dikkate alınarak kefalet olarak kabul edildiğini, müvekkilinin imzalarken sorumlu olduğu kısmı ferileri ile birlikte icra dosyasına yatırdığını, müvekkilinin rızası ve haberi olmadan artırılan meblağın talep edilmesinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 ve 10/A maddelerine aykırı olduğunu, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi sınırsız limit artışını garanti etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, bu nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davaya konu kredi kartı sözleşmesi içeriğine göre; davalının sözleşme metninde yer alan garanti beyanı ile kredi sözleşmesine yollama yapılarak bu sözleşmeden doğan ve doğacak borçlar için davalıdan teminat alınmış olmakla birlikte garanti beyanının sözleşmenin asli unsuru olmadığı, fer-i nitelikte ve kefalet amacına yönelik olduğunun anlaşıldığı, sorumluluğu kefalet olan davalının, davacı tarafa borçlu olup olmadığının tespiti bakımından ise 4077 sayılı Yasanın 10/3 maddesi gereğince alacaklının asıl borçluya başvurup alacağını tahsil edemediği takdirde kefile başvurup alacağının tahsilini talep edebileceği, asıl borçlu hakkında takibin semeresiz kaldığının davacı tarafça ispat edilemediği, bu durumda anılan kanun maddesi gereğince davacı bankanın, davalı kefilden henüz alacağını talep hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın talep ettiği tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile katılma yolu ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.

    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalının kefalet imzasını taşıyan kredi kartı üyelik sözleşmesinde kefalet limiti bulunmadığının anlaşılmasına ve bu nedenle kefaletin geçersiz olmasına göre taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 11.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.