"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “
“Tazminat ve Şerhin Terkini”
” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Van Asliye 2. Hukuk Mahkemesince görev sebebiyle davanın reddine dair verilen 26.02.2008 gün ve 2007/636 E. 2008/125 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.07.2008 gün ve 2008/7545 E. 2008/9858 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, tapulu taşınmazın Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgesi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydı üzerine konulan şerhin terkini ve inşaat yasağı getirilmek suretiyle mülkiyet hakkı kısıtlandığı öne sürülerek, taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, taşınmazın aynına ilişkin olup; bu niteliği itibariyle davanın görülme yeri Adliye Mahkemeleridir. Bu nedenle işin esasına girilerek öncelikle taşınmazın arsa mı, arazi mi, olduğu belirlendikten sonra; 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununa göre; taşınmazın 1. derecede kullanılması yasak ve kamulaştırılması gereken bölgelerden mi, yoksa taşınmazın niteliğine göre kullanılmasına müsaade edilen veya özel izinle kullanılabilen 2. derece Askeri Yasak Bölge mi, olduğu belirlenmeli, kamulaştırılması gerekli veya hiçbir şekilde kullanılmayan 1. derecede Askeri Yasak bölge olması halinde, oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanarak biçilecek değerine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kaydında yer alan şerhin terkini ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin kayden maliki bulunduğu 84 ada 8 ve 42 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına, “
“İşbu taşınmazlar üzerinde Jandarma Genel Komutanlığının 14.1.1999 tarih ve 90 sayılı yazısı ile Askeri Güvenlik Bölgesi içindedir”
” şerhinin işlendiğini, müvekkilinin taşınmazın kamulaştırılması veya üzerine yapılaşma izni verilmesi istemiyle davalı idareye yaptığı yazılı başvuruların ve imar tadilatı izni verilmesi istemiyle dava dışı Belediye Başkanlığına yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını, taşınmazlar üzerinde konut ve ağıl inşa etmeyi düşünen müvekkilinin ağıl inşası sırasında askerler tarafından engellendiğini bu nedenle konut inşaatı projesinden de vazgeçmek zorunda kaldığını; idarenin, müvekkiline ağıl inşası ve yerleşim izni verilmemesi, arazisinden konut kurarak yararlanma çabalarının ve mevzi imar planı uygulanmasının engellenmesi şeklindeki hukuka aykırı eylemleri sonucu müvekkilinin maddi kayıplara uğradığını ileri sürerek, dava konusu 84 ada 8 ve 42 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına Jandarma Genel Komutanlığının 14.01.1999 tarih ve 90 sayılı yazısı ile düşülen şerhlerin terkinine, müvekkilinin mülkiyet hakkının haksız olarak kısıtlanmasından dolayı dava konusu arazilerin imarlı hali ile imarsız hali arasındaki fiyat farkının haksız müdahalenin başlangıç tarihi olan 1996 yılından bu yana yaratacağı gelire karşılık olarak 6.000 YTL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davalı idarelerin taşınmazlara herhangi bir müdahalesi bulunmadığı gibi taşınmazların kullanımının da engellenmediğini, dava konusu taşınmazların Genelkurmay Başkanlığının Askeri Güvenlik Bölgesi Onayı ile Askeri Güvenlik Bölgesi kapsamına alınmış olup, idarenin işleminin idarilik niteliğini koruması nedeniyle davanın en azından tazminata yönelik kısmının idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin, “
“Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı kararlarına dayanılarak taşınmazların tapu kayıtlarında oluşturulan askeri güvenlik bölgesi şerhinin iptali için, öncelikle şerhin dayanağı olan kararların ve işlemlerin iptali gerektiği, idari işlem iptal edildikten sonra şerhlerin kaldırılmasının adli yargıda düşünüleceği; davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığı iddiasıyla talep ettiği tazminatın da, idarenin eylem ve işleminden doğan zararın tazmini mahiyetinde bulunduğu, dolayısıyla davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği”
” gerekçesiyle, “
“görev sebebiyle davanın reddine”
” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı nedenle bozulmuş, Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık yargı yoluna ilişkin olup; eldeki davanın idari yargı yerinde mi yoksa adli mahkemelerde mi görülüp sonuçlandırılması gerektiği noktasındadır.
Uyuşmazlığa konu edilen davada talep, 84 ada 8 ve 42 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesindeki “
“Askeri güvenlik bölgesi içindedir”
” şerhinin terkini ve tazminata yöneliktir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilen şerh, Türk Medeni Kanununun 1010. ve 1011. maddelerinde belirtilen şahsi ve ayni hakların şerh ve tescili niteliğinde değildir. Beyanların işlevi, eylemli ve hukuki durumu göstermek, aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağlamaktır. Böylece beyanlar, taşınmazlarla ilgili bazı hukuksal ve eylemli durumlara açıklık verilmesine yarar.
Özel yasalar uyarınca kütükte gözükmesi gereken, kamu hukukundan doğan mülkiyet daraltımları da, yük altına giren arazinin beyanlar sütununa işaret edilir. Bu durumda yazım işlemi, ilgili dairelerin gönderecekleri belgelere göre yapılır.
Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesinde, ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memurunun tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebileceği, hükmü öngörülmüştür.
Bu durumda, beyanlar hanesinde yer alan şerhin terkini talebiyle açılan bir davanın, özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği açıktır.
Somut olayda, mülkiyeti davacıya ait bulunan 84 ada 8 ve 42 parsel sayılı taşınmazlar, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca askeri güvenlik bölgesi içine alınmış ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın 14.01.1999 tarihli yazısı nedeniyle tapu kayıtlarının beyanlar hanesine “
“Askeri Güvenlik Bölgesi içindedir”
” şerhi işlenmiştir.
Az yukarıda içeriği açıklanan davacı talebi irdelendiğinde, beyanlar hanesinde yazılı “
“Askeri Güvenlik Bölgesi içindedir”
” şerhinin terkini ve buna bağlı olarak tazminat istemiyle dava açıldığına göre, esasen davacının, öncelikle yük altına giren taşınmazlarındaki daraltımın kaldırılmasını amaçladığı anlaşılmaktadır.
Öyleyse, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesinde yer alan, “
“İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir”
” hükmü karşısında, davacının mülkiyete ilişkin bir hakka dayanmak suretiyle tapudaki şerhin terkinini talep ettiği bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, davanın adliye mahkemelerinde görülmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı teşhis ve değerlendirme sonucu görev nedeniyle davanın reddine dair verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 25.02.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.