
Esas No: 2009/4-24
Karar No: 2009/75
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/4-24 Esas 2009/75 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Genel Kurulu 2009/4-24 E., 2009/75 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “
“Manevi tazminat”
” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğla Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.06.2006 gün ve 2005/441 E.-2006/260 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 04.10.2007 gün ve 2006/12268 E.-2007/11635 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının oğlu olan davalının, Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı davada davacının akıl hastası olduğu, alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğu, israf derecesinde bilinçsiz ve amaçsız harcamalar yaptığını iddia ederek kendisine vasi tayin edilmesini istediğini, bunun davacıyı üzdüğünü belirterek manevi tazminat istemiştir.
Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kanıtlara göre, davalı Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde davacının, akıl zayıflığı yüzünden işlerini görmekten aciz ve devamlı olarak yardım ve gözetime muhtaç olup kendisi ve başkalarının güvenliği için tehlike oluşturan eylemler yaptığını, devamlı israf derecesinde bilinçsiz ve amaçsız harcamalar yaptığını, son zamanlardaki davranışları ve sözleri ile akli melekelerini yitirdiği ve bir akıl hastalığı yada akıl zayıflığı içinde olduğunu gösterdiğini belirterek davacıya vasi tayin edilmesini istemiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan alınan 21/03/2005 tarihli raporda, davacıda hukuki ehliyetini etkileyecek veya ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya bunama halinin tespit edilmediği, kendisinin herhangi bir toksit maddeye karşı veya alkole karşı iptilasının olmadığı, bu duruma göre davacıya vasi veya müşavir tayini için tıbbi bir neden bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece bu rapor esas alınarak vasi tayini istemi reddedilmiş ve karar onanarak kesinleşmiştir.
Şu durumda davalının davacı ile ilgili iddialarının doğru olmadığı anılan rapordan anlaşılmaktadır. Her ne kadar Sulh Hukuk Mahkemesinde dinlenen o davanın davacısının tanıkları iddiaları doğrulamışlarsa da eldeki davada dinlenen davacı tanıkları ise iddiaların doğru olmadığını belirtmişlerdir. Tüm kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde davalının bu iddiaları davacının ikinci eşle evlenmesi nedeniyle ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
İddiaların niteliği dikkate alındığında davacı için olaya uygun düşecek miktarda manevi tazminata hükmetmek gerekirken davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 11.02.2009 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.