5. Ceza Dairesi 2018/1797 E. , 2021/5316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda atılı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle bu kararın kaldırılarak hükmün açıklandığı, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği ikinci suça ilişkin İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2014/308 Esas, 2015/35 sayılı mahkumiyet Kararına ve ihbara konu 5237 sayılı TCK"nin 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile uzlaşma kapsamına alındığı, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada belirtilen kanun değişikliği doğrultusunda sanık ile mağdur arasında uzlaştırma işlemleri yapılması için dosyanın yeniden ele alındığı ve taraflar arasında uzlaşma sağlanmış olmakla 19/06/2019 tarihli ek karar ile davanın düşmesine karar verildiği anlaşılmakla, mahkemesinden bilgi alınmak suretiyle bu hususun teyit edilmesi halinde bahse konu kararın hükmün açıklanmasına esas oluşturamayacağı ancak UYAP sistemi üzerinden temin edilen güncel adli sicil kaydından sanığın denetim süresi içerisinde 18/03/2014 tarihinde işlediği hırsızlık suçuna ilişkin olarak Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 11/01/2017 tarihli ve 2015/25641 Esas, 2017/284 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen İstanbul Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/06/2014 tarihli ve 2014/188 Esas, 2014/379 sayılı mahkumiyet Kararının bulunduğu ve mahkemesince 06/04/2017 tarihli ek karar ile ilama konu suçun TCK"nin 142/1-e maddesine mümas olduğu ve uzlaştırma
kapsamında bulunmadığından 6763 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda uzlaştırma işlemi yapılmasına yer olmadığına, infazın aynen devamına karar verildiği nazara alınarak, belirtilen mahkumiyet kararının ve 06/04/2017 tarihli ek kararın kesinleşme şerhli onaylı birer suretinin temini sonrasında, bu ilam yönünden de değerlendirme yapılmak suretiyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına yer olup olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabule göre de;
Suç tarihi olan 29/08/2011 günü sürücü belgesi olmaksızın araç kullanan sanığın, kontrol amacıyla kendisini durduran Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Büro Amirliği bünyesinde polis memuru olarak görev yapan müştekilere hakkında işlem yapılmaması için menfaat sağlama teklifinde bulunduğunun tüm dosya kapsamı itibarıyla sabit olduğu ancak dosya kapsamından sanık hakkında idari yaptırım uygulanıp uygulanmadığının anlaşılmadığı nazara alınarak, suç niteliğinin tayini bakımından sanık hakkında idari yaptırım uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmış ise bu cezanın kesinleşip kesinleşmediği hususunun araştırılması sonrasında, 5237 sayılı TCK"nin 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin, yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı bir hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise koşullarının bulunması durumunda eylemin kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması nedeniyle aynı Yasa"nın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nin 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 04/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.