Esas No: 2021/22357
Karar No: 2022/1926
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/22357 Esas 2022/1926 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi, nitelikli yağma ve göçmen kaçakçılığı suçlarından verilen mahkumiyet hükmünü incelerken, sanık ...’ın göçmen kaçakçılığı suçunu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı için beraatine karar verilmesi gerektiğine hükmetti. Ancak, hükmolunan ceza miktarı göz önünde bulundurularak yapılan duruşmasız inceleme sebebiyle sanık ... müdafii duruşmalı inceleme isteği reddedildi. Kararda ayrıca, sanık ... ve ...’ın nitelikli yağma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi sonucunda, suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kabulünde ve nitelendirmede yasalara aykırılık bulunmadığı belirtilirken, bazı hukuki eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu eksiklikler şunlardır:
- Göçmen kaçakçılığı suçu için hapis cezasının yanı sıra adli para cezası da verilmesi gerektiğinin göz önünde bulundurulmaması.
- Suçun işleniş biçimi, failin kasta dayalı kusurunun yoğunluğu, olayın meydana geliş şekli ve göçmen sayısı dikkate alınarak teşdiden uygulanması gereken cezanın alt sınırdan belirlenmesi.
- Mağdurdan alınan telefonların birinin daha sonra geri verilmesi ve etkin pişmanlık hükümler
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma, göçmen kaçakçılığı
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık ... müdafii duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de; hükmolunan ceza miktarına göre 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318. maddesi gereğince duruşmasız olarak yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesi neticesinde;
1)Sanığın göçmen kaçakçılığı yaptığına dair kolluk tutanaklarına geçen herhangi bir eyleminin tespit edilemediği, sanığın sınırdan geçmelerini sağladıkları iddia olunan göçmenlerin de bulunamadığının anlaşılması karşısında atılı suçu işlediği yönünde kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmayan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre ise;
2)5237 sayılı TCK’nın 79/1. maddesine göre göçmen kaçakçılığı suçu için hapis cezasının yanında ayrıca adli para cezasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3)Suçun işleniş biçimi, failin kasta dayalı kusurunun yoğunluğu, olayın meydana geliş şekliyle mahkemenin kabulüne göre anlaşma yapılan göçmen sayısı dikkate alınarak teşdiden uygulama yapılması gerekirken temel cezanın alt sınırdan tayin ve takdir olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi neticesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Mağdur ...'in Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye geldiği, sanık ... ile tanışarak 15 kişinin Avrupa ülkelerine kaçak yollardan gönderilmesi hususunda anlaştığı, ayrıca Suriye'li başka birinin de sanık ... ile göçmen kaçakçılığı konusunda anlaştığı ve bu anlaşmaya mağdur ...'in de kefil olduğu, anlaşma gereği belirlenen paranın büyük bir kısmının ödendiği, geriye 7.000,00 USD civarında bir paranın kaldığı, geriye kalan paranın ödenmesi için 07/12/2015 tarihinde ... Semti'nde sanıklar ... ve ... ile mağdur ...'in buluştukları ve sanıkların mağduru bir depoya götürdükleri anlaşılmakla eylemlerinin 5237 sayıı TCK’nın 149/1-d maddesinde yazılı nitelikli hali oluşturduğunun gözetilmemesi,
2) Dosya arasında yer alan yakalama tutanağına göre mağdurun şikayeti üzerine sanıklara ait iş yerine giden kolluk görevlilerine mağdurdan aldıkları üç telefondan birini teslim ederek iadesini sağladığının kaydedildiği, kovuşturma aşamasında ise mağdurun telefonların kendisine iade edildiğini belirttiği, iade hususunda ortaya çıkan bu çelişkinin giderilerek sonucuna göre sanıklar hakkında soruşturma aşamasında gerçekleşen kısmi iade var ise mağdurun etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorulması yahut zararın tamamının giderildiğinin anlaşılması halinde tazminin hangi aşamasında gerçekleştiğinin tespit edilerek sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 21/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.