Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK"nun 170/4. maddesinde, itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu taktirde alacaklının takip konusunun alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminatla ve %10 para cezası ile sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Kural olarak basiretli bir tacir, kambiyo senedindeki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden veya imzanın huzurda atılmasını sağlamadan çeki alması halinde İİK.nun 170/4.maddesi gereğince ağır kusurlu kabul edilmelidir. Ancak somut olayda, alacaklının söz konusu senedi, lehdarın cirosu ile aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda alacaklının  kötü niyetinden veya ağır kusurundan söz edilemez. Diğer bir anlatımla alacaklı, söz konusu keşideci imzasının borçluya ait olup olmadığını bilebilecek konumda olmadığından basiretli bir tacir gibi davranmadığı kabul edilemez. O halde, alacaklının icra inkar tazminatı ve para cezası ile sorumlu tutulması doğru değildir. Ancak yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul 9. İcra Mahkemesinin 28.12.2010 tarih ve 2010/409 E. - 2010/1775 K. sayılı kararının hüküm bölümünün tazminata ilişkin (2) nolu bendi ile para cezasına ilişkin (3) nolu bendinin karar metninden tamamen çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 18/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.