11. Hukuk Dairesi 2016/1512 E. , 2017/4240 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 26/11/2015 tarih ve 2015/2-2015/533 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesinden 01/10/2009 tarihinde, 400.000,00 TL bedelli ticari kredi kullandığını ve kendisinden 7.619,05 TL komisyon tahsil edildiğini, yapılan kesintinin haksız olup, yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, 7.619,05 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yapılan işlemin taraflar arasında akdedilen sözleşme ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı banka şubesinden genel kredi sözleşmesi kapsamında 01/10/2009 tarihinde 60 ay vadeli olarak 400.000,00 TL tutarlı taksitli ticari kredi kullandığını, kredi kullandırım tarihinde davacıdan kredi kullandırım komisyonu olarak 7.619,05 TL tahsil olunduğu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde "komisyonun" tutarı veya oranının belirlenmediği, sözleşmenin tip sözleşme vasfında olduğu, davacıdan tahsil olunan davaya konu tutarın haklı ve hukuken korunan bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 7.619,05 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmakta olup, henüz 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, davacının kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle kredi kullandırım komisyonu adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava konusu kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK"nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesi uyarınca ""Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir."" Bu bakımdan, somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği nazara alınarak, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla masraf alınabileceğine dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, mahkemece kredi sözleşmesi hükümleri, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu ve ilgili yasal mevzuat çerçevesinde, davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan, kredi kullandırım komisyonu adı altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup, karşılaştırılarak, bankanın çeşitli isimler altında kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintinin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.