2. Hukuk Dairesi 2016/19113 E. , 2017/14825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, davacı- davalı erkek vekili duruşmaya katılmamış, davalı- davacı kadın vekili bunun üzerine yeni bir duruşma günü verilmesini talep etmiş ancak icra olunamayan duruşmadan hemen sonra davalı-davacı kadın vekili tarafından sunulan 19.12.2017 havale tarihli dilekçeyle, duruşma talebinden vazgeçtiğini belirttiğinden davalı - davacının duruşma isteminin reddi ile dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesi, davacı "karşı davalı erkek vekiline 28.06.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hükmü temyiz etmemiş olan tarafın, diğer tarafın temyizine cevabında hükme ilişkin itirazlarını bildirmesi mümkün (HUMK.md. 433/2) ise de, bu yolla temyiz süresi, temyiz dilekçesinin tebliğinden başlayarak on gündür. Bu süreden sonra verilen cevap dilekçesindeki itirazların incelenmesi artık mümkün değildir. Davacı- davalı erkek vekili hükme ilişkin itirazlarını ihtiva eden temyize cevap dilekçesini yasal on günlük süreden sonra 14.07.2016 günü verdiğine göre, davacı-davalı erkeğin katılma yolu ile temyizi süresinde değildir. Bu sebeple davacı-davalı erkeğin katılma yoluyla temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı -davacı kadının temyiz iitirazlarının incelenmesine gelince:
Davalı- davacı kadın, karşı davasıyla zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında hangi kanun maddesine dayanarak boşanma hükmü kurulduğu belirtilmeksizin ’’asıl dava ile birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında; her iki davanın da evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m.166/1) kabul edildiği belirtilmiştir, ancak kadının birleşen davasının zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebeplerine dayandığı dikkate alındığında, kısa kararda hangi hukuki sebebe dayanılarak boşanma kararı verildiği belirtilmeyerek ayrıca velayeti davalı-davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında kısa karar da kişisel ilişki kurulmadığı halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında kişisel ilişki kurularak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkilere sebebiyet verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacı-davalı erkeğin ise katılma yoluyla temyiz talebinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2017 (Salı)