23. Hukuk Dairesi 2014/7086 E. , 2015/7461 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı müflis şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden davalı şirketle, ABN Ambro Bank ... arasında 15.02.2002 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesine garantör olan müvekkilinin, davalı şirketin kredi borcunu ödememesi nedeniyle garantör sıfatı ile borcu ödemek zorunda kaldığını, davalı firmanın iflas etmesi nedeni ile müvekkilinin davalıdan 32.891.427,60 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın davalının iflas masasına yazdırılması için başvuruda bulunulduğunu, ancak iflas idaresinin alacağın sadece 6.421.920,00 TL"sini kabul edip bakiye 26.469.507,60 TL"yi reddettiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, müvekkilinin alacağı olan 26.469.507,60 TL"nin davalının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borç miktarının 4.871.000,00 USD iken müflis şirketin müzayaka halinde imzaladığı protokol ile borcun 5.622.077,00 USD"ye çıkartılmış ise de protokol hükümlerinin nazara alınmaması gerektiğini, davacının alacak talebinin faize ilişkin istemin yargılamayı gerektirdiğinden reddedildiğini ve bilirkişi hesaplaması gerektirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının, davalının iflas tarihi olan 18.03.2005 itibari ile 32.891.427,60 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle 26.469.507,60 TL"nin iflas masasına kaydına dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 09.02.2012 tarih ve 2012/138 E. 866 K. sayılı ilamıyla, bilirkişi raporları arasında farklılıklar bulunduğu, bankacılık konusunda uzman üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, davacı banka ile davalı müflis şirket arasında akdedilen gayrinakdi kredi sözleşmesi ilişkisi, davalı müflis şirket ile dava dışı yabancı banka arasında imzalanan sözleşme ve protokoller incelenip, ödenmeyen kredi borcunun, hangi sözleşmeden kaynaklandığı, davacı bankanın garantörlük sıfatının ayrıca incelenip, değerlendirilmesi ve davacı bankanın dava dışı bankaya ödediği Amerikan Doları cinsinden kredi bedelini Türk Lirasına çevirip gayrinakdi kredi sözleşmesinde belirlenen faiz oranından talepte bulunmasında haklı olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve açıklayıcı rapor alınıp, davacı bankanın davalı müflis şirketten alacaklı olduğu miktarın belirlenerek, tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizin 04.10.2012 tarih ve 3166 E., 5704 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Mahkemece bu kez uyulan bozma ilamı ve en son tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın İstanbul şubesi ile davalı arasında 3 adet genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, her ne kadar davacı bankanın Amsterdam/Hollanda şubesi ile İstanbul şubesi arasında garantör/kefalet ilişkisi bulunduğu iddia edilmekte ise de, yabancı bankanın şubesinin ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından yabancı banka ile Türkiye"deki şubesi arasında hukuken geçerli kredi ilişkisinin bulunmadığı, yabancı bankanın İstanbul"daki şubesinin garantisi/kefaleti ile yabancı bankanın nakit kullandırılması halinde geçerli garanti bulunmadığı, diğer anlatımla İstanbul şubesi ile akdedilen genel kredi sözleşmelerine ilişkin hükümler uygulanamayacağından bu sözleşmelerden dolayı, alacak talebinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, 15.02.2002 tarihli sözleşmeye göre 18.03.2005 iflas tarihi itibari ile 8.059.890,82 TL asıl alacak ve 1.286.639,00 TL temerrüt faizi olmak üzere davacı bankanın 9.346.529,82 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 6.421.920,00 TL"lik kısmının iflas masasına kayıt ve kabulü yapıldığından bakiyesi olan 2.924.609,82 TL"nin kaydı gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.