(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/10692 E. , 2021/2171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, Konyaaltı İlçesi Doyran Mahallesi çalışma alanında bulunan 20595 ada 62 parsel sayılı 4.758,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1988 yılından beri ... kızı ...’ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra taşınmazın ortasından kanal geçmesi sebebiyle üç parçaya ifraz edilmiş ve aynı ada 112, 113 ve 114 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuş ve 20595 ada 112 parsel sayılı 2.054,33 metrekare ve aynı ada 114 parsel sayılı 2.530,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfıyla, 20595 ada 113 parsel sayılı 173,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kanal vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş kök parsel olan 62 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhler, taşınmazların beyanlar hanesine aynen taşınmıştır. Davacı ..., dava konusu 20595 ada 62 parsel sayılı taşınmazın murisi olan babasından geldiğini ve terekenin taksimiyle kendisine kaldığını, taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu 20595 ada 112 ve 113 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde yazılı bulunan kullanım şerhlerinin ayrı ayrı iptali ile yerine "davacı ..."ın kulanımındadır." şerhinin yazılmasına, 20595 ada 114 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde yazılı bulunan kullanım şerhinin iptali ile yerine, teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan 29.05.2014 tarihli rapor ve ekindeki krokide gösterildiği şekilde 2333,28/2530,65 kısmının davacı ..."ın, 197,37/2530,65 kısmının davalı ..."ın kullanımında olduğunun yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 20595 ada 112 ve 113 parsel sayılı taşınmazlar ile 20595 ada 114 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda 2333,28/2530,65 ile gösterilen (taşınmazın 20595 ada 114 A harfi ile gösterilen) kısmının, davacı ...’ın fiili kullanımında olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., dava konusu 20595 ada 62 parsel sayılı taşınmazın babasından geldiğini ve taksimle kendisine kaldığını, taşınmazı uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullandığını ileri sürerek dava açmıştır. Davalı ... ise cevaben, taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu beyan ederek, davanın reddini savunmuştur. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanıkları, tarafların kullandığı taşınmaz bölümlerini zemindeki taşların ayırdığını, keşfi yapılan yerin davacıya ait olduğunu ancak kendisine bu yerin ne şekilde kaldığını bilmediklerini, önceden tarım yapılarak kullanılan bu yerlere domuzlar zarar verdiği için bir süredir kullanılmadığını beyan etmişler; davalı tanığı ise, taraflara ait yerlerin sınır olduğunu, masraflar arttığı için arazilerin son yıllarda boş kaldığını beyan etmiştir. Ne var ki Mahkemece, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının kimden geldiği, kimden kime ne şekilde intikal ettiği ve kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususunda yerel bilirkişi dinlenilmemiş, taraf tanıklarının soyut içerikli yetersiz beyanlarına itibar edilmek suretiyle hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve HMK 31. madde uyarınca taraflardan yeniden tanık göstermeleri istenmek suretiyle tespit edilecek taraf tanıkları ile ... mühendisi bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının kimden geldiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı; taşınmazın davacının babası ... Durukan’dan gelip gelmediği, geliyorsa davacıya ne şekilde kaldığı, muris ...’nın terekesinin taksim edilip edilmediği, edilmişse bu taşınmazın kime kaldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana, hangi nedenle üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılarak açıklanmalı; teknik bilirkişiden, yapılan keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ile tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı; ... mühendisi bilirkişiden, tespit tarihi itibariyle taşınmazın niteliğinin ve kullanım durumunun ne olduğunu açıklayan, taşınmazın fotoğraflarını da içerir (tarafların zeminde sınır olarak gösterdiği yerleri de gösterir şekilde), bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.