11. Ceza Dairesi 2017/13605 E. , 2017/4974 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 15/05/2017 tarih ve 2017-3754 Kyb sayılı kanun yararına bozma isteğine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/05/2017 tarih ve 2017/31916 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 206, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kocaeli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli ve 2016/258 Esas, 2016/671 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2017 tarihli ve 2017/63 değişik iş sayılı kararının "Dosya kapsamına göre, sanık ..."nin soruşturmanın başından itibaren ve tüm aşamalarda . .. plakalı aracı şirketinde şoför olarak çalışan ... isimli kişinin kullandığı ve üzerine atılı suçu işlemediği yönündeki savunması karşısında, Kocaeli 6. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın lehine olan savunmasında belirttiği hususlarla ilgili gerekli araştırmaları yapmadan ve sanığın asıl suç faili olarak bildirdiği kişi hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/14679 sayılı derdest soruşturma dosyası bulunduğu hususu gözetilmeden ayrıca Mustafa Deniz isimli kişinin 09.02.2017 tarihli dilekçesinde suçu kendisinin işlediğine dair yazılı beyanı da gözetildiğinde, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet kararı olmadığı gibi, davayı esastan sonuçlandıran bir hüküm de değildir. Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında belirtildiği gibi, bu karar “koşullu bir düşme kararı” niteliğinde olup, CMK’nun 231. maddesinin 10 ve 11. fıkraları uyarınca, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, kamu davası aynı Yasanın 223. maddesi uyarınca düşürülecek, aksi halde ise açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz vaki olduğunda, merciince ne şekilde inceleme yapılacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07.04.2009 gün ve 2009/64 Esas, 2009/83 Karar sayılı içtihadında açıklanmıştır. Buna göre; İtiraz mercii, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin koşullarının (suça ve sanığa ilişkin) olup olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık (denetim süresinin doğru belirlenip belirlenmediği, denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş ise, belirlenen yükümlülüklerin yasada düzenlenen yükümlülüklere uygun olup olmadığı) bulunup bulunmadığı yönünden inceleme yapacaktır. İtiraz merciinin, suçun sübutu ve nitelendirilmesi gibi esasa ilişkin hususlarda değerlendirme yapması olanaklı olmadığı gibi açıklanmayan mahkûmiyet hükmü içeriğindeki hukuka aykırılıkları da denetlemesi mümkün değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.01.2013 gün ve 2012/10-534, 2013/15 sayılı kararında ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz vaki olduğunda merciince, 5271 sayılı CMK"nun 267-271. maddeleri uyarınca hem maddi olay hem de hukuki yönden inceleme yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Açıklanan kararlarda, itiraz merciince yapılacak şekli incelemenin kapsamı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, esasa müessir incelemenin çerçevesinin belirlenmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK"nun 231/5 fıkrasında, sanığa “yüklenen suçtan” dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceğinin öngörülmüş olması karşısında; merciin öncelikle, sanığa yüklenen eylemin kanunda suç olarak tanımlanıp tanımlanmadığını incelemesi gerekmektedir. Kanunun lafzında "yüklenen suçtan" dolayı yapılan yargılamadan bahsedilmiş olması nedeniyle sanığa yüklenen eylemin kanunda suç olarak tanımlanması zorunludur. Bunun gibi, kanunda suç olarak tanımlanan eylemin cezası da, hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırları içerisinde kalmalıdır. Vasıflandırmada hata yapılmak suretiyle uygulanma imkanı bulunmayan suçlar için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi de merciin inceleme kapsamı içinde kabul edilmelidir. Esasen her iki inceleme bir yönüyle esasa müessir olarak kabul edilebilirse de, kanunun lafzı karşısında bu ncelemenin aynı zamanda, şekli bir inceleme olduğunu söylemek mümkündür. Aksinin kabulü, kanunda suç olarak tanımlanmayan, tanımlanıp da kapsam dışında kalan eylemler için, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ve bunun da herhangi bir incelemeye tabi tutulmaması sonucunu doğuracaktır ki, bu kanun koyucunun öngördüğü bir sonuç değildir.
Bunun dışında, merciin, suçun sübutu ya da ceza miktarı itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırları içerisinde kalan eylemin vasıflandırması ile ilgili bir değerlendirme yapması mümkün değildir. Zira, bu tür aykırılıklar hükmün açıklanması durumunda temyiz ya da kanun yararına bozma yasa yollarının konusunu oluşturacaktır.
İncelenen dosya içeriğine göre; sanık hakkında, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan kamu davası açıldığı ve Kocaeli 6. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda sanığın mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasımna karar verildiği; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı sanığın itirazı üzerine Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesince kararda usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediği gerekçesiyle itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememesi ve yükümlülüklere uygun davranması halinde kamu davasının düşürülmesine hükmolunduğunda ya da kasıtlı bir suç işlemesi veya yükümlülüklere uymaması nedeniyle hüküm açıklandığında, hükümdeki aykırılıklar temyiz yasa yolu ile veya hüküm kesin ise kanun yararına bozma talebi üzerine incelenebilecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz yolu ile inceleyen merciin, suçun sübutu veya eksik araştırma yönünden inceleme yapması mümkün değildir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına sanığın itiraz etmesi üzerine, Kocaeli 4. Ağır Mahkemesinin merci sıfatıyla verdiği 12/01/2017 tarih ve 2017/63 D.İş sayılı itirazın reddine ilişkin kararma yönelik kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığıma tevdiine, 22/06/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.